Sibirya’dan arap çöllerine değin, Çin Denizin’den Ege Denizine, Balkanlara değin, Türkler çağlar boyu devlet üstüne devlet kuruyordu zaten.
Kimseye de ihtiyaç yoktu bunun için…
Kimseden de izin almadılar bunun icin…
Anadolu’ya 1071’de de ilk kez gelmedi Türkler.
1071’de gelenler Müslüman Türkleri idi.
Ancak 1071 öncesi Anadoluda hrıstiyan Türkleri de vardı…
Kumanlar, Peçenekler, Uzlar gibi.
Doğu Roma (Bizans)’da paralı askerlik yapan, “savaş Türkler için meslek olduğu için”, böylelikle ekmeğini çıkaran Türkler.
Bunlar Doğu Roma (Bizans)’ın özel güçleriydi. En ön safta savaşan, at üstünde göçebe savaş stilini çok iyi bilen hrıstiyan Türkleri…
Ancak bu Hristiyan Türkleri Sultan Alpaslan’ın ordusu ile 1071 Malazgırt ovasında karşılaşınca, bu Peçenek ile Uz Türkleri, karşı tarafında Türk olduğunu anlayınca, son anda saf değiştiyorlar, Bizans Ordusundaki tüm Hristiyan Türk birlikleri, kumandanları, atlı okçu birlikleri, Müsluman Selçuklu Türklerin safına geçiyor…
(Bu yüzden Malazgırt savaşı “haç ile hilal”ın savaştığı bir savas değildi bu arada.)
Böylelikle Bizanz çok büyük miktarda güç kaybına uğruyor, giydirdiği, beslediği özel “Hristiyan Türkleri” tüm oklarını Bizans ordusuna yağdırıyor, Bizans ordusuna dönüp Kılıç sallayan bu “Hristiyan Türkleri “, zaten bu ordusunun en püf noktasını bildiği için, bir çok Bizanslının kellesini alıyor…
Anlayacağınız, Malazgirt savaşı, arapların kürtlerin sayesinde değil, Hristiyan Türklerin sayesinde kazanıldı. Hristiyan ile Müslüman Türkler el birliğiyle Doğu Roma’ya diz çöktürtmüştü. Bu böyle de olmalıydı.
Anadolu ezelden beri Türk’tür çünkü…
Malazgirt savaşında ne arap vardı, ne de kürt.
Şanlı Türk tarihini kimsenin sulandırmasına izin vermeyeceğiz…
Malazgırt ovasında, Müslüman ile Hristiyan Türkleri ile birlikte, Doğu Roma’ya diz çöktürdu.
Olay bu kadar…
Görselde 11.Yüzyıl bir hrıstiyan Peçenek Türk’ü….Başında tüylü miğfer, belinde iki Kılıç, iki balta, yay, oklar, kırbaç, mızrak…Tam bir Savaş Makinesi!
Kaynak: internet seçkilerinden Arghun paylaşımından alıntıdır.