Site icon Söz Gazetesi

Silivri Belediyesi Milli Miraslar Evi / Reha Ören

Silivri Belediyesi Milli Miraslar Evi

Silivri’ye benim çocukluğumda biz ‘Köy’ derdik. Hafta sonları  igr kaç saat süren bir otomobil yolculuğu sonunda köye varırdık. Bizim köy dediğimize bakmayın. Silivri ben bildim bileli ilçe. İstanbul’un en şirin sahil ilçelerinden biri.

Tarihi ise çok eski. Meraklısı araştırıp öğrenebilir. Bu mesele konumuz dışı.

Geçtiğimiz günlerde yolumuz yine Köy’e düştü. Tarihin garip cilvesidir. Handiyse 150 yıllık bir ayrılıktan sonra  oğlum Göktürk Silivri’ye yerleşti. Torunlarım İlter ve Kutay Ören Silivri’de doğdular. Onlar bizden daha çok Silivrili oldular.

Eş, dost, dar zamanda akraba ziyareti ve yarım asırlık özlemden sonra Silivri kaldırımlarını arşınladım.

Kaldırımları severim. Sanmayın ki bunda Necip Fazıl’ın Kaldırımlar şiirinin etkisi yoktur.

Elbet vardır. Kişiliğini seversiniz, sevcmezsiniz ama şiirine diyecek laf yoktur.

Geçelim. Kaldırımları gezelim.

**

Merkez çarşının hemen arka sokağında  eskiden viran olan bir iki binada çok önemli değişiklikler gözüme çarptı.

Silivri Belediyesi Milli Miraslar Evi tabelasını görünce dayanamayıp içeri girdik. Tüylerim diken diken oldu.

İşgal ve İstiklal harbi döneminde Silivriye ait asar-ı antikalar yer alıyordu. Hepsi özenle dizilmişti. İnsanın tüylerinin diken diken olmaması mümkün dreğil.

Tabii eğer Türk iseniz. Türk değilseniz zaten ne işgal sizi ilgilendirir, ne İstiklal Harbi…

Teknik aparat bakımından hazırlıksız olmanın beraberinde getirdiği koşullarda size Silivri Milli Miraslar Evi’ni tanıtmaya calıştım.

Bu arada benim köyüm! çok değişmiş. hem sevindim, hem üzüldüm. kocamışlığımızdan mıdır nedir? Eski sade hali sanki daha güzeldi. Silivri gitmiş yeni bir Silivri gelmiş. Beton yığınları kaplamış her yeri.

Buna rağmen belirli bir nizam ve intizam dikkat çekmiyor değil.

Bizim bildiğimiz Boklu Dere’nin şimdilerde Boğlu Dere olması biraz alaycı tebessüme neden oldu bende!

Haa bildiğimiz Silivri yoğurdu ise rahmete intikal etmiş.

Nerde o bıçakla kestiğimiz Silivri yoğurdu. Birileri camız derler, biz hem camız hem manda deriz. siz ne derseniz deyin. Mandaların da nesli handiyse tükenmek üzre..

Hal böyle olunca Silivri yoğurdunu ara ki bulasın. Tabelalarında Tarihi Silivri Yoğurdu yazan dükkanların eski sahiplerini tanırdım. Sıklıkla sohbet ettiğim dostlarım vardı. Onlar da dahmete intikal etmişler. Eeee, manda yok, yoğurtçu yok, Silivri yoğurdu nasıl var olsun?

Çağ atlamış ve olmuş Silivri etiketli marketing yoğurt!

Neyse her şele rağmen Silivri düzenli bir yapılaşma içinde. Eski belediye başkanlarnın da rolü elbet vardır ama Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu hakkında kötü konuşanı duymadım. Kahve köşelerinde, çayhane hasbıhallerinde şikayetçiler elbet var. Onlar da işlerinin yapılmamasından yana dertli.

Anlaşılan o ki Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu övzellikle spora ağırlık vermekte, Öyle ya Silivri neden spor ve kültür merkezi olmasın?

Yapılmış ve yapılmakta olan tesisler öyle gösteriyor.

 

Bir uyarı.

Milli Miraslar Evi’nin faaliyete geçirilmiş olması da kültürel gelişmenin önemli bir göstergesi.

Bu arada ne sayın Balcıoğlu’nun, ne de ilgili dairenin elinde değil belki ama olmalı.

Türk Dil Kurumu’nun bir marifetiyle Türkçe gramerinden inceltme işareti kaldırılınca böyle abukluklar oluyor.

Bildiğiniz gibi Milli kelimesindeki  son ‘İ’ harfinin üzerinde inceltme işareti vardı. (Eskiden) bizler ona şapka derdik.

TDK Türkçeden şapkaları kaldırınca Milli kelimesi, ulusal yerine çamuru ifade eder olmuş. Milli, yani çamurlu miraslar! Tövbe tövbe…

Düzeltilmesi gerek. Aksi abesle iştigal. Uyarması bizden gerekenin yapılması etkili ve yetkililerden.

Evet, izlemek ve dinlemek zahmetine katlandıysanız videonun sonunda Milli Miraslar Evi’ndeki malzemeleri, eserleri hazırlayıp veren Ali Solmaz‘ın açıklamalarını fark etmişsinizdir.

Gayri sözü fazla uzattık.

Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’na, Ali Solmaz ‘a bu hizmetlerinden dolayı şahsen ben minnettarım.

Ülkenin her kasabasında, köyünde böyle bir yerin olmasını arzularım.

Önemsiz diyenlerinde alnını karışlarım!

Reha Ören

 

 

Sunum: Reha ÖREN /Söz Tv

Kamera: Sinan AY

Web Site Yönetimi: Bülent ÖZYILMAZ

Exit mobile version