MANŞETYURT HABERLERİ

ATO Başkanı Yücel Bayram ve Meclisi’ne bir önerimiz var:

2 000 yıl öncesinin Adana’sına sahip çıkın

 

“Çukurova’nın dünyaya açılan kapısı olduğunu ve bu kapıyı aralamak için gücümüzü ortaya koymanın zamanı gelmiştir. Bir şehrin gelişmesi, o şehrin dinamiklerinin kent için ortaklaşa hareket etmesi ile mümkün.”

Bu sözler Adan Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram’a ait. ATO Başkanı Yücel Bayram geçtiğimiz günlerde alışılmışın ötesinde bir toplantı gerçekleştirdi. Kent dinamiklerini bir araya toplayabilmek ve birlikte hareket etme imkanlarını arıştırmak maksadıyla ATO’da Sivil Toplum Kuruluşlarıyla ortak bir toplantı düzenlendi.

Toplantı kamuoyuna basın bülteni ile duyuruldu: “Adana için yapılacak çalışmaların istişaresinin yapıldığı Sivil Toplum Kuruluşlar (STK) Buluşmalarının ilki Adana Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya katılan STK Başkanları Adana’ya yapılacak her güzel çalışmada yer alacaklarını ifade ederek, şehrimiz için ne gerekiyorsa ortak akılla var gücümüzle çalışmaya hazırız dediler.” (https://www.sozgazetesi.org/sosyal-yasam/adanadaki-stklar-atoda-bulustu/)

***

ATO Başkan Yücel Bayram yerinde bir ifade ile Adana’nın Çukurova’nın dünyaya açılan kapısı olduğunu vurguladı. Buraya kadar doğru. STK’lar ile düzenlenen toplantı ise mükemmel. Ahmet Kutsi Tecer’in dediğince “Orda bir köy var uzakta. Gitmesekte görmesek de o köy bizim köyümüzdür.”

2000 yıllık Antik Adan’nın coğrafi konumu

Adana’da kentin tam ortasında , sular altında, 2.000 yaşında bir kent var.Karaömerli Köyü’nün hemen annacında! Üstelik adı da Adana!

-Sular çekilince antik kent su yüzüne çıkıyor-

Bu kent sular altında kalmış. Barajın suları çekildği zaman kentin önemli bir kısmı su yüzüne çıkıyor. Sular geldiği zaman da Adanalıların vefasızlığına kızıp tekrar suların altına gizleniyor!

2000 yıl önce Adana’yı inşa eden Augusta’nın Paris ve İtalya’da heykeli var. Adanalılar’ın haberi bile yok!

Arkeologların dediğince “Talihsiz antik kent”

Neden talihsiz? Çünkü bu kenti yönetenler basiretsiz…

Bu coğrafyada dünyaca bilinen antik kentlere şöyle bir göz atalım.

Lidar Höyüğü – Şanlıurfa

Samsat Kenti ya da Samosata Höyüğü –

Adıyaman Tille Höyük – Adıyaman

Zeugma Antik Kenti / Belkıs – Gaziantep

Horum Höyük ya da Urima Antik Kenti – Gaziantep

Rumkale – Gaziantep Savaşan Köyü – Şanlıurfa Hasankeyf –

Batman Botan Vadisi- Siirt Eğil Antik Kenti – Diyarbakır  Antik Kenti –

Adana Augusta  Antik Kenti –

Allianoi İzmir

Bunlar bilim adamlarının sıralaması. Augusta’nın dışında hepsi dünyaca meşhur.

Ya Augusta’nın yaptığı 2. 000 yıl önceki Adana’yı Adanalılar biliyorlar mı? Sanmıyorum. Livia Augusta tarafından 2.000 yıl önce inşa edilen Adana Adana’nın uluslararası kültür merkezi haline gelebilir.

Augusta’nın 2.000 yıllık Adanası sahiplenmeyi bekliyor! Reha Ören / Söz Tv

Şahsen ben bu konuda bir çok kez yazılı ve görselli yayınlarda bulundum. https://www.sozgazetesi.org/manset/augustanin-2-000-yillik-adanasi-sahiplen Daha da ötesinde ilçe hudutları dahilinde olduğu için Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ’a söyledim. … ve dedim ki” Sayın başkan, antik Adana’nın çevresini bir rekreasyon (eğlen-dinlen) alanı yapın. Su altında kalan kısmı için de uluslararası fotoğrafçıları davet ederek su altı müzesi olarak açın. İnanın uluslararası bir cazibe merkezi olacak ve en az Zeugma kadar ilgi görecektir. Bunların olabilmesi için de öncelikli olarak uluslararası Roma imparatorunun eşi Livia Augusta heykeli yarışması açın. Augusta’nın Roma ve Paris müzelerinde heykelleri var. Uluslarrsı sanatçılar iiçn cazibe unsuru olacaktır.”

*** Iııhhhh. Dinletemedim. Klasik politikacı ifadesiyle “Peki ala. Teşekkür ederim. Kurtuluş heykeli yapıyoruz bitince söz” dedi. Ondan sonra etkili ve yetkililer telefnlarımıza çıkmaz oldular. Yazı ki yazık. Büyük kayıp. *** Gayri davet bizden, Söz Gazetesi ve Söz Yayıncılık’tan, icabet edip etmemek ATO Başkanı Yücel Bayram’dan. *** Belki ikna olur diye şimdi sözü uzmanlara bırakalım. Mahmut Akok tarafından yapılan araştırmada, antik kentin aslında zengin bir yerleşim yeri olduğu, kuzey-güney ve kuzeybatı yönlerine 1.000 ila 1.500 metre uzunlukta olduğu, kale surları ile çevrili olduğu, her biri 5,40 metre boyundaki mermer sütunlu yolla, 62 metre çapında oturum alanı olan açık hava tiyatrosuna sahip olduğu belirlendi. Augusta Antik Kenti, Augustus’un (MÖ 27-14) karısı ve Roma imparatoru Tiberius’un (MS 14-37) annesi Livia Drusilla’ya (MÖ 58–29) adanmıştı. Alanda ele geçen sikkeler MS 20 yılına tarihleniyor ancak muhtemelen kent daha erken bir tarihte kurulmuştu. Sikkelerin varlığı kentin kurucusu olan İmparator Tiberius döneminde kentin önemini vurguluyor. Augusta’nın yükselişi MS 1. yüzyıl boyunca devam etti ancak MS 2. – 4. yüzyılları arasında bir düşüş yaşandı. yüzyıldan sonra Augusta, Bizans İmparatorluğu döneminde kentin artan önemini ve gücünü gösteren piskoposluk merkezi oldu. Augusta, güçlü konumunu MS 8-9. yüzyıllara, İslam ordusunun işgaline kadar sürdürmüş olmalı. “Talihsiz bir kenttir Augusta: Önce yüzyıllarca tarih sahnesinden silinmiş, yeri kaybolmuş, sonra yeniden keş- fedilmiş, ama günler içinde tamamıyla sular altına gömülmüştür. Buna rağmen, kentle ilgili antik kaynaklar, Gough’un yüzeyden araştırmaları, Akok tarafından yürütülen kazılardan elde edilen bilgiler ve kentin bastığı sikkeler, Augusta’yı tanımamıza yardımcı olmaktadır. Augusta tiyatrosuyla, sütunlu caddeleriyle, su yapılarıyla, hamamlarıyla, nekropolisi ve anıtsal mezar yapılarıyla tipik bir Roma İmparatorluğu Dönemi kentidir.” diyor Fatih Erhan.

Reha Ören

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.