“Boğaziçi Üniversitesinin öğrencileri ve akademisyenleri olarak tek bir haklı talep ve mücadele etrafında birleşiyoruz. Üniversite rektörünü üniversite seçmelidir. Rektör seçimi istiyoruzEn başından beri şu hassasiyette ortaklaşıyoruz. Farklı görüşlerden pek çok öğrenci ve akademisyeni bir araya getiren bu itirazın, haklılığımıza gölge düşüren ve birliğimize zarar veren bir mecraya sürüklenmesine izin vermeyelim. Bu nedenle yapılan anketlerde öğrencilerin çok büyük çoğunluğu bildirilerde HDP adının geçmesine karşı çıktı, protestoların üniversite içinde yapılmasını istedi. Bugün ise bambaşka bir noktadayız. Dün ‘Boğaziçi Dayanışması’ adını taşıyan ve üniversite dışındaki eylemlerin başını çeken bir grup Boğaziçi öğrencileri adına Cumhurbaşkanı’na hitaben bir açık mektup yayınladı ve o metinde ‘Kayyum atanan HDP’li belediyelerin yanındayız’, ‘Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’ya özgürlük’ ifadelerini kullandı. Boğaziçi Üniversitesi’nin demokratik üniversite için mücadelesinin, HDP’ye, Selahattin Demirtaş’a, Osman Kavala’ya kalkan yapılmasına izin veremeyiz. Bu metni kaleme alanlar, bu okulda milli hassasiyetleri yüksek olan ve bu mücadeleye destek veren çok sayıda Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin böyle bir bildiriye asla imza atmayacağını bildikleri halde ‘Boğaziçi Dayanışması’ imzasını kullanıyor. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın gözaltına alınan öğrencilere yaptığı ziyaretin videosu, sürecin nasıl buraya getirildiğini gözler önüne sermektedir. Bu görüşmede ‘kayyum rektör’ sloganının HDP’li belediyelerle dayanışmak için bilinçli olarak seçildiği vurgulanıyor. Üniversite dışına taşan eylemlerin HDP/PKK ile birlikte planlandığı itiraf ediliyor. Zaten eylemin başından sonuna Hüda Kaya, Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi PKK’ya desteği açık olan HDP milletvekillerinin yönlendiriciliği, Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmayan provokatif grupların öne çıkma gayreti ortadadır. Herkes şu soruyla karşı karşıya: Bu eylemleri yapanların ve bu metni yayınlayanların derdi Boğaziçi öğrencileri midir? Burada söz konusu olan rektörlük seçimi midir? Yoksa kapatılma tehdidiyle karşı karşıya olan HDP’ye nefes borusu açmak mıdır? HDP’yi ve onu savunmak için her türlü provokasyonu yapmaya hazır grupları masumlaştırmaya çalışmak mıdır? Biz bu tezgâhta yokuz! HDP terörün partisidir. Diyarbakır annelerinin evlatlarını dağa götürüp PKK’ya teslim eden partidir. Mehmetciğimizi şehit eden teröristlere belediye araçlarıyla mühimmat taşıyan partidir. Bir üniversite gencini alıp Ankara Güvenpark’ta kendini patlatan bir canlı bombaya dönüştüren bir partidir. Kürt gencini ABD’nin petrol bekçisi yapmak isteyen partidir. Biz demokratik üniversite istiyoruz, terörün güdümündeki siyasetin yörüngesine girmek değil. Boğaziçi Üniversitesi’nin geleneği ve birikimi Türkiye düşmanı bu rüzgâra kapılmayacak kadar köklüdür. Üniversitemizin talebi, teröre ve terörün kurumlaşmış ifadesi olan HDP/PKK’ya özgürlük değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır. “Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü.