Elektrik Mühendisleri Odası Karadeniz’deki HES’leri incelemek üzere teknik gezi yapıyor.
Burcu YILDIRIM
Giresun
TMMOB’a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Karadeniz’e iki gün sürecek teknik gezi düzenleyerek HES’leri ve dere yataklarını inceliyor. Gezinin ilk gününde Giresun’a bağlı Aksu Vadisi üzerinde bulunan HES’lerin doğaya etkileri konusunda araştırma yapıldı. EMO Genel Başkanı Gazi İpek, HES’lerin yarattığı tablonun vahil olduğunu söyleyerek, “Bu tür doğaya, insana zarar veren projelerden artık vazgeçilmesi gerekiyor” dedi.
HES’lerin satın alma garantisi ile anlaşma yapıldığından dolayı yoğun ve iyi planlanmadan yapıldığını ifade eden EMO Genel Başkanı Gazi İpek, “Santraller bölgenin iç ihtiyaçlarına ve koşullarına göre değerlendirilerek yapılması gerekiyor. Burada gördüğümüz tablo vahim. Hem düşük güçte hem de çok fazla santral mevcut. Bu santraller hem can suyu problemi yaratıyor hem de derelerin yataklarını bozarak doğal dengenin bozulmasını da sağlıyor” dedi.
‘DOĞAYA İNSANA ZARAR VEREN PROJELERDEN VAZGEÇİLMELİ’
Havzaların yeniden ele alınması ve yeni bir enerji politikası yaratılması gerektiğini söyleyen İpek, “Aslında şu an Türkiye’nin enerji fazlalığı var. Karadeniz’in tamamında toplam HES’lerden elde edilen enerjiye biz farklı yollardan sahip olabiliriz. Bu tür doğaya, insana zarar veren projelerden artık vazgeçilmesi gerekiyor” diye konuştu. Öncelikle kayıp ve kaçakların engellenmesi ile büyük bir tasarruf edileceğini belirten İpek, 301 milyar kilowatt saatin yaklaşık 50 milyarının kayıp ve kaçaklardan oluştuğunu ifade etti. İpek, “2018 sonu itibariyle karşılaştırıldığında elektrik tüketimi azalmış görünüyor. Buna rağmen abartılmış projeksiyonlarla abartılmış projelere yatırım yapmak hata yaratıyor ve ipin ucu kaçıyor. Bu büyük projeler de içinde yolsuzluklar barındırıyor. 21. yüz yılda artık üretildiği yerde tüketilecek enerji sistemlerinin kurulması gerekiyor” dedi.
‘KASABALARI ŞİMDİ ÇAMUR BASIYOR’
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Küçük ise beton blok ve parmaklıklarla çevrili dere yataklarının iki dağın hayvanlarını bile ayırdığını belirterek, “Enerji adı altında bu bölgedeki yaşam katlediliyor. Suyun yüzde 90’ı alınıp 10’u dere yataklarına bırakıyor buna da can suyu diyorlar oysa can suyu derenin suyunun tamamıdır” dedi. Küçük, dere yatağından giden suyun buharlaşma oranının düşmesi nedeniyle de sıcaklığın arttığını ve ekolojik dengenin bozulduğunu söyledi. Yapılan HES ve yol yapım çalışmalarıyla da her yerin kepçeler vurularak yaralandığını ve suların artık çamur aktığına değinen Küçük, “Eskiden kasabaları su basardı şimdi çamur basıyor” dedi.
Fotoğraf: Evrensel