Meclis gündemine gelmesi beklenen yeni torba yasaya son anda eklenen bir madde tepkilere yol açtı. Çevre örgütleri, maden şirketlerinin ruhsat alanları dışında tesis kurmasına izin veren maddenin iptalini istiyor.
Maden Kanunu, yürürlüğe girdiği 2001’den bu yana tam 21 kez değişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’na gelmesi beklenen yeni torba yasa teklifi ile kanunda bir kez daha değişiklik yapılması öngörülüyor.
Tam adı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” olan bu teklif yasalaşırsa Maden Kanunu’nda madenci şirketlerin lehine yeniden önemli değişiklikler yapılacak.
Aslında yeni tasarı ilk 5 Ekim 2020’de TBMM’nin gündemine gelmiş ve teklif ilgili alt komisyonlara tartışılması için gönderilmişti. Maden şirketlerinin ruhsat uzatma süresi ile ilgili olan 3. madde ve ruhsat alanında sınırsız taşmayı öngören 5. madde komisyonda tartışıldı ve itirazlar üzerine bu maddelerde yeniden düzenlemeler yapıldı. Ancak teklife son anda eklenen 6. madde ise maden şirketlerine ruhsat alanı dışına çıkma olanağı tanıdığı için çevre tahribatına yol açacağı endişesiyle tartışmalara neden oluyor.
“Adı geçici ama etkisi kalıcı”
TEMA Vakfı Çevre Politikaları Bölümü Başkan Yardımcısı Hülya Çeşmeci, komisyondaki tartışmaların ardından teklifin iki maddesinde yapılan değişikliği olumlu bulduklarını anlattı. Ancak Çeşmeci’nin en çok itirazı 6. maddeye. “Alt komisyonda tartışmalar bittikten sonra, milletvekillerinin ve STK’ların tartışmasına fırsat verilmeden 6. maddeyi kanun teklifine eklediler” diyen Çeşmeci’nin verdiği bilgilere göre, son eklenen bu madde bir maden şirketinin ruhsat alanı dışında da geçici tesis açmasının önünü açıyor.
Bunun da çok tehlikeli bir durumu beraberinde getirdiğini vurgulayan Çeşmeci’ye göre “Normalde geçici tesislerin ruhsat alanına yapılması gerekiyor. Bu madde ile ruhsat alanı dışında herhangi bir yere yapabiliyorsunuz. Bir tarım arazisinde, merada, nerede istenirse” diye sözlerini sürdürüyor.
Hülya Çeşmeci
Geçici tesisler maden işletmecisinin ruhsat süresi kadar yapılıyor. Atık depolama sahalarından, dinamit patlatma deposuna, şantiyeye, siyanürle liç yığını yapılan alanlara kadar pek çok yapıyı kapsıyor.
Çeşmeci, bu geçici adıyla yapılan tesislerin de doğaya geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verdiğini, mutlaka bu tesislerin çevre etki değerlendirme süreçlerinden geçmesi gerektiğini ve o nedenle de ruhsat alanı içinde kalması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu açıkça şu demek: Altını ya da gümüşü bir yerden çıkarabilirim ancak herhangi bir tarım arazisinde liç yöntemiyle bunu ayrıştırabilirim.”
Çeşmeci bir ruhsat alanında bütüncül bakış açısının sağlandığı, nerede liç alanı olacağı, nereye atık konulacağı gibi ruhsat sahasına bütüncül bakış açısı ile bunların ele alındığını söylüyor. “Madenin çıkarıldığı yerden belki 30 km öteye hafriyat taşınacak, liç yapılacak” diyen Çeşmeci, yasalaşması halinde uygulamanın Kaz Dağları’ndan Cerattepe’ye kadar her yeri kapsayacağını hatırlatıyor.
“Bir an önce geri çekilmeli”
Teklif yasalaşırsa ruhsat alanları dışında daha fazla doğal alan maden sahasına ayrılacak. Bu da daha fazla ağaç kesilmesi, daha fazla kirliliğin yayılması, biyoçeşitliliğin azalması anlamına geliyor.
Süheyla Doğan
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı ve Ekoloji Birliği Sözcüsü Süheyla Doğan bu nedenlerle yasa teklifinin bir an önce geri çekilmesini istiyor. Doğan, 6. maddeye ilişkin tepkisini “Asla kabul edilemez” diyerek şu sözlerle özetliyor:
“Daha fazla ormanların, meraların maden alanlarına ayrılması anlamına gelecek. Bu yasa teklifi bir yandan da aslında enerji piyasasını düzenliyor. Enerji şirketlerinin lehine düzenlemeleri içeriyor. Bu teklifte halk yok, yalnızca şirketler var ve şirketlerin çıkarları var. Bu yasa teklifi bir an önce geri çekilmelidir.”
AKP eleştirilere ne dedi?
Konuyla ilgili DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı AKP Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, sektörün bir talepte bulunduğunu belirterek “Şirketler istedi, MAPEG (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) düzenledi, getirdi o maddeyi. Diyelim ki genel kurulda bir öneri geldi. Ne yapacağız o zaman. ‘Durun bir dakika, sivil toplum örgütleriyle görüşmedik, genel kurula ara verelim, onlardan bir görüş alalım, sonra yapalım…’ Böyle bir şey denilmez. Yani o zaman parlamentoyu bırakıp sivil toplum örgütlerine vermemiz lazım. Milletvekillerinin iradesi var. Milletvekilleri sadece görüş alır, o görüş doğrultusunda yapar” diye konuştu.
Elitaş, dilerse sivil toplum örgütlerinin genel kurul aşamasında da görüş bildirebileceğini belirtti.
CHP itirazını sürdürecek
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan ise torba yasa teklifinin tümüyle sorunlu olduğunu belirterek 6. madde itirazlarını “Bir kere komisyona maden şirketleri temsilcilerini, elektrik-enerji temsilcilerini komisyona davet etmişler, çevre temsilcilerini davet etmemişler. Öncelikle bu değişikliklerin çevreye zarar verip vermemesinin tartışılması gerekiyor. Tamamen karlılığa bakarak tasarı hazırlanmaması gerekiyor” şeklinde anlattı.
Tahsin Tarhan
Tarhan sözlerini “6. madde bunun önünü açıyor. Madencilik faaliyetlerinin maden ruhsatı alanı içinde kalması, tamamen çevresel etkilerinin bütüncül bakışını sağlıyor. Teklifte ‘ruhsat alanı dışında geçici olarak özel mülklere tesis kurulabiliyor’ diyor, süresi yok. Bu da ucu açık bir teklif. Çok sakat. Çevresel etkileri değerlendirilmeden hazırlanmış ucu açık bir kanun maddesi. Genel kurula gelinceye kadar sonuna kadar bunun karşısında duracağız” diye sürdürdü.
Son dönemde yapılan değişikliklerin önemli bir kısmı Maden Kanunu’na ilişkin. Bugüne kadar yapılan değişikliklerin büyük bir kısmı da doğal hayatı korumaktan çok maden şirketlerinin lehine olan düzenlemelerdi. Yeni yasa tasarısı önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na sunulması bekleniyor. Teklifin yasalaşıp yasalaşmayacağı ile ilgili son kararı ise milletvekilleri verecek.
Serkan Ocak
© Deutsche Welle Türkçe