Site icon Söz Gazetesi

AFGANİSTAN’DA ETNİK UYUM İÇİN FEDERASYON TALEBİ / İSMAİL CENGİZ*

Afganistan 1989’da Sovyet işgalinin sona ermesi beraberinde; “soğuk savaş”ın sona ermesine ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasına önemli katkısı olmuştur.  Nitekim Usame Bin Ladin, “Sovyetler Birliği’nin dağılmasındaki en büyük övgünün Allah’a ve Afganistan’daki mücahitlere ait olduğunu” gururla ifade etmiştir.

Gerçekten de “Afganistan direnişi”, aynı zamanda hem Kızıl Ordunun yenilmez imajını yıkmış hem de Afganistan’ın kuzeyinde Ruslara kök söktüren Türk asıllı Özbek, Hazara, Aymak, Türkmen ve akraba kavim olan Tacik gibi mücahit etnik grupların mevcudiyetini ortaya çıkarmış; bölgedeki etnik güç dengesini de değiştirmiştir.

Afganistan’da Ruslara karşı elde edilen zafer ve ardından ABD’nin ülkeyi terk etmesi ve Taliban’ın iktidarı ele geçirmesi; 1747’deki Durrani Hanlığı’nın temsilcisi olarak Afganistan’a egemen güç olarak hakim olan Peştunların siyasi egemenliğinin de sorgulanmasına yol açmıştır.

Rus savaşı aynı zamanda; tarihsel olarak aslında geçmişte “Afgan Türkistanı” adıyla var olan, Türklerin yoğun olarak yaşadığı “Güney Türkistan” adıyla bir coğrafi bölgenin mevcudiyetini de ön plana çıkarmıştır.

Taliban’ın 2021 yazında ABD’nin gidişiyle birlikte ülkede iktidarı ele geçirmesi sonrasında etnik ve mezhepsel farklılıklar ortaya çıkmıştır. Peştunlar ile Hazaralar arasında mezhepsel sorunlar ve Peştunlar ile Tacikler arasında etnik ihtilaflar su yüzüne çıkmıştır.

Hem ülke yönetiminde hem de Taliban içinde etkin durumda olan Peştunların, ülkeyi Peştunlaştırmak için sistematik bir plan izlemesi; Türklerin ve Taciklerin yoğun olduğu ülkenin kuzeyinde Peştun yerleşim bölgelerini oluşturma ve Peştunca’nın Tacikce yerine hakim dil olmasını sağlama girişimleri; yerleşim yerleri ve özellikle ülkenin sınır kapılarının isimlerinin Peştunca ile değiştirilme çabaları “etnik hassasiyetleri” rahatsız etmiştir. Özellikle nüfus bakımından Peştunlara yakın olan Tacikler, kendilerinin ikinci plana itilmesinden ötürü yüksek sesle tepkilerini ifade etmeye başladıkları ve diasporada örgütlendikleri görülmektedir.

Yönetimde “Adaletsizlik” duygusuna kapılan Tacikler geçmişten bu yana Afganistan’da federal bir yapının kurulmasını talep etmektedir.

“Kuzey İttifakı”nın sayısal olarak en önemli unsuru olan Tacikler; Afganistan’ın federalleşmesini ve “Bölgelerin ademi merkeziyetçiliği”ni isterken, bölgedeki Özbek, Aymak, Hazara ve Türkmenlerden oluşan Türklerin ise Dostum gibi birleştirici askeri güçleri olmadığından siyasi söylemlerde “etkisiz kaldıkları” görülmektedir.

Afganistan’da etnik çatışmaları önlemenin ve etnik uyumu sağlamanın “ademi merkeziyetçilik ve bölgesel güçlendirmeyle yani merkeze bağlı yerel-mahalli idarelerin bazı konularda yetkilendirilmesiyle” mümkün olduğu gerçeği Taliban tarafından kabul edilmelidir.

Bölge uzmanı A.Altay’ında dediği gibi; “Peştun hakimiyeti ve Taliban’ın iktidardaki tekeli karşısında Taciklere ve diğer azınlıklara ademi merkeziyetçilik seçeneği kalmış olabilir. Ancak etnik çoğunluk söz konusu olduğunda ademi merkeziyetçilik müzakere ve diyalog yoluyla barışçıl bir şekilde yürümez. Dolayısıyla uzun süreli etnik kutuplaşmalara bakıldığında yeni bir iç savaşın çıkması muhtemel olmakla birlikte bu sefer daha belirgindir.” (Abdullah Altay, “Afganistan’da Etnik Çatışma Senaryosu: Peştunlar ve Tacikler”, Independent Türkçe, 5.9.2021)

 

*İsmail Cengiz, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı

Exit mobile version