Site icon Söz Gazetesi

ANA DİL! / Erdoğan Varol

Bir konuyu yazmadan önce muhakkak araştırırım. Bu kez de öyle yaptım. Merak ettiğim konu “İsimler” yani “Adlar” idi. İsimler deyince hemen aklınıza ailenin size koyduğu ad gelmesin. Lakabınız ya da takma isminiz de bu kategoriye giriyor.

Örneğin benim adım Erdoğan! Ancak “asker doğan” ya da “erkek doğan” anlamına gelmiyor. Erken doğduğum için ailem bana bu ismi vermiş. Yedi aylık doğmuşum. Prematüre yani erken doğan bir bebeğim. Bu yüzden ailem bana “Erken doğan”  anlamında “Erdoğan” adını vermiş.

 

*****

Neyse konuyu burada noktalayalım ve esasa geçelim. İsimleri araştırırken “TÜRKÇE KONUŞ TÜRK GİBİ YAŞA” diye bir metin geçti elime.

Metin çok özgün, şöyle başlıyor: Arapça sanılan aslında İbranice olan isimlere bir bakalım: Gabriel: Cebrail, Michael: Mikail, David: Davud, İsaac: İshak, Mousa: Musa, Solomon: Süleyman, Adam: Adem, Abraham: İbrahim, Usain: Hüseyin, Elias: İlyas, Noah: Nuh, Jacop: Yakup, Jasmin: Yasemin, Josef: Yusuf, Aaron: Harun, Eve: Havva,

Kısacası çocuklarımıza Arapça-Ibranice ve yahut diğer başka kültürlerin isimlerini koymayalım… Anadilimizden isimler, yani Türkçe isimler koyalım.

Araplar, ev temizliği yapan kızlara ‘Ayşe’ derler…

Fatma “sütten kesilmiş” demektir. Hatice “Vaktinden önce doğmuş”  demektir.

Zeynep “tombul” demektir…

Araplar kızlarına sayı ile isim koyarlar. Birinci kızlarına “vahide”, ikinci kızlarına  “Saniye”, üçüncü kızlarına “Salise”, dördüncü kızlarına “rabia” ismi verirlermiş(4 parmak buradan geliyormuş)!

Gonca, Yonca, Gül, Bilge, Irmak, Deniz, Doğa, Başak, Begüm, Burcu, Türkan, Türkü, Hatun, Işıl, Öykü, Sevim, Toprak, Ülkü, Aykız, Bengü vs. gibi öz Türkçe isimler dururken, neden Arapça-Ibranice isimleri çocuklarımıza koymakta ısrar ediyoruz?

Mesela  Osman, Arapça bir isimdir “Yılan yavrusu” demektir…

Öz Türkçe “Yiğit” gibi bir isim dururken, el kadar çocuğa “yılan yavrusu” ismi konması akıl kârı mıdır?  

Araplardan ayrı bir kültür geleneği olan Türk milleti içinde, hâlâ İslam dini ile Araplığı ayıramayanlara, şalvar giyip, hurma yemeyi dinin icabı sayanlara rastlayabiliyoruz. 

Bunlar, (…) koyu Arap milliyetçiliğine hizmet ettiklerinin farkında değiller…

Asimile olmak istemiyorsak çocuklarınıza Türkçe isimler vermeliyiz

Dilini özünü unutursun…  Özün dışında herkese, herşeye benzersin… 

Milli benliğini koruyamayan vatanını toprağınıda koruyamaz…  

Kısacası, TÜRKÇE KONUŞ, TÜRK GİBİ YAŞA… ANA DİLİ’ni kullan…

*****

Bu aşamada Karamanoğlu Mehmet Beyin sözlerini kulak vermek en iyisi…

Biliyorsunuz Karamanoğlu Mehmet Bey, 13 Mayıs 1277 tarihinde Konya’da ünlü dil fermanını yayınlayarak, Türkçenin yeniden devlet dili olmasını sağlamıştır. Mehmet Bey fermanında “Şimdengeru, divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden gayri dil kullanılmaya… Uymayanların boynu vurula….” diyerek Türkçenin ve Türklüğün Anadolu’da ve yeryüzünde ebediyen yaşamasında öncü olma şerefine erişmiştir. Bu suretle resmi devlet işlerinde kullanılan Arapça ve Farsçanın hâkimiyetine büyük bir darbe vurulmuştur. Mehmet Bey’in fermanı Türk kültür tarihinin önemli olaylarından biridir. Günümüzde 13 Mayıs tarihi her yıl Karaman’da Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.

TÜRKÇE konuşulacaktır… Türkçe konuş! Türkçe selamlaş! Türkçe düşün! Türkçe oku! Türkçe yaz! Türkçe dua et! Türkçe giyin! Türkçe gez! Türkçe sev!  TÜRK GİBİ YAŞA…

Ayrıca, “Hangi Dili Konuşuyorsan, O millettensin” gerçeğini de unutma…

*****

Ancak günümüzde Türkçe’miz öncelikle İngilizce, Fransızca ve Almanca’nın etkisi altına girmiştir. Bugün bunu önlemek için çaba göstermekte yarar vardır…

Bugünün uğraşısı da bu olmalıdır!

Exit mobile version