İsmail CENGİZZOR YAZI

DOĞU TÜRKİSTAN/UYGUR POLİTBÜRO MERKEZİ OLUŞTURULMALI / İsmail Cengiz

 

21-25 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde gerçekleşecek olan Üçüncü Doğu Türkistan/Uygur Zirvesi’ne 25 Mayıs günü İstanbul’da başkanı olduğumuz Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenecek “Uygur Kültür Tanıtım Günü” etkinliği nedeniyle katılamayacağım.

Münih’teki toplantının benzeri daha önce iki defa gerçekleştirilmişti. Onun öncesinde 2011’de Amerika’da ve daha sonraki yıllarda İstanbul’da birkaç defa Uygur kanaat önderleri, STK yöneticileri ve aktivistlerin katılımı ile çeşitli adlarda “İstişare toplantıları” düzenlenmişti.

Adı üzerinde “istişare etme” maksadıyla hiçbir netice alınmasa da bir araya gelmek, faydalıdır.
Davası olanların sürekli hareket halinde olmaları, görüş alışverişinde bulunmaları önemlidir.
Ancaakk bu “istişareler”, bu “buluşmalar” neticesinde hedefe giden doğru yol hala bulunmamışsa, hala bir mesafe kat edilmemişse ciddi bir eksiklik, ciddi bir sıkıntı var demektir.

Bu sıkıntı “bizler”den kaynaklanabileceği gibi, “karşı taraf”ın güçlü yapısından da kaynaklanabilir. Bence biz “yetersiz” kalıyoruz ve “karşı taraf” da her bakımdan çok güçlü…
Neticede karşınızda devasa bir Çin var…

Nüfus bakımından, ekonomik değerler açısından dünyanın ikinci büyük ülkesi karşısında haklı da olsanız savunduğunuz dava için destek bulmanız kolay olmayacaktır…

Böyle bir güce karşı diasporada çok güçlü, bir örgütlenme yapısı ve eline beline diline sahip çıkacak ketum bir kadronun olması gerekiyor…

Ne acıdır ki; diasporada Doğu Türkistan/Uygur davasını yürüten kişilere baktığımızda maalesef çoğunun uluslararası diplomasiden bi-haber oldukları, birçoğunun da toplumu temsil etme niteliklerinden uzak oldukları görülmektedir.

Arkasında Amerika ve Hindistan gibi ülkelerin ve Budist dünyasının desteğini alan “Tibet Sürgün Hükümeti” Başbakanını kucaklayan, ancak kendi Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti’ni ve Başbakanını itiraf etmeyen, sahte sürgün hükümetlerin kurulmasına göz yuman hatta teşvik eden “Uygur Diasporası”nın Çin karşısında adam gibi bir mücadele sürdürmesi sizce mümkün müdür, elbette değil!!!

Bu çerçevede; Dünya Uygur Kongresi (WUC), tarafından 22-25 Mayıs tarihlerinde Almanya’da düzenlenen istişare amaçlı buluşmanın iki bölümden oluşacağını öğrendim.
Zirvenin ilk bölümünde; Almanya, Amerika, Kanada, Hollanda, İngiltere, Tayvan, Tibet ve Hongkong’dan gelen uluslararası konuşmacılar; ülkelerindeki, Uygurlara, Doğu Türkistan bölgesine ve Çin’e yönelik çalışmalar hakkında bilgiler verecekler ve gelecekteki çalışmalarla ilgili görüşlerini paylaşacaklar.

Toplantının 24-25 Mayıs tarihlerindeki ikinci bölümünde ise; diasporadan davet edilen Uygur aktivistleri, kanaat önderleri, akademisyenler ve STK yöneticileri; diasporada Çin karşıtı mücadelenin şekli, stratejisi hakkında fikir alışverişinde bulunacaklar.
Dünya Uygur Kurultayı yöneticilerinin yaptığı açıklamaya göre; 20 ülkeden katılımın planlandığı; ABD-Çin ilişkileri, AB-Çin ilişkileri, Çin ekonomisi ve Doğu Türkistan’daki kültürel soykırım konularının ele alınacağı Almanya’daki bu organizasyondan istenilen etkin bir neticenin alınacağını maalesef düşünmüyorum.
Neden?

Birincisi diasporadaki Uygurlar (Kazaklar) arasında birlik ve dayanışmanın temini için bu tür istişare toplantılarının bağımsız bir platform tarafından yapılması daha uygun olurdu.
İkincisi lehte aleyhte diasporadaki Uygur kanaat önderleri ve aktivistlerin en azından yüzde yetmişinin bu tür toplantılara katılımlarının sağlanması gerekirdi.
Üçüncüsü geniş katılımın olması için bu tür istişare toplantısının vize sorununun olmadığı ülkelerde yapılmasında fayda var.

Toplantıyı düzenleyenlerin ifadesiyle; küresel düzenin hızla değiştiği ve Uygur hareketi için hem yeni tehditler hem de yeni fırsatların ortaya çıktığı veya çıkacağı kritik bir zamanda gerçekleşen Doğu Türkistan/Uygur Zirvesi’nin “zirve” niteliğini kazanması için toplumun içinde var olan, toplumun saygınlığını ve itibarını her zaman muhafaza etmiş olan kanaat önderlerinin çoğunluğunun bu buluşmaya katılması gerekir.

Ancak aldığım bilgiye göre sadece Dünya Uygur Kurultayı üyeleri ve sempatizanlarının bu toplantıya katılacaklarını öğrendim. Bazı teşkilatların da “öyle ya da böyle, bir temsilci göndermezsek ayıp olur” düşüncesiyle temsilci göndereceklerini ancak “ümitsiz” olduklarını öğrendim Eğer böyle ise en azından benim arzuladığım bir istişarenin gerçekleşmeyeceği görülüyor.
Ancak yine de arzu edilen katılım gerçekleşmeyecek olsa da, bu tür toplantıların, buluşmaların yapılıyor olmasında her zaman fayda var.

Almanya’daki zirvede;
* Uygur gençlerinin bir kısmının toplanacak olması önemli. Diasporadaki Doğu Türkistan davasının sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi, gelece aktarılması için gençlerin bu davaya kazandırılması gerekiyor.
* Çeşitli ülkelerde ikamet veya uluslararası koruma ile yaşayan Uygur mültecilerin sorunlarının görüşülerek çözüm üretilmesi gerekiyor.
* Diasporadaki Çin karşıtı mücadelenin yöntemleri yeni dünya siyasetine uygun şekilde belirlenmesi gerekiyor.
* Siyasi hareketin nihai hedefinin dönem dönem adının konularak netleştirilmesi ve buna göre de yol haritasının belirlenmesi gerekiyor.
* Ve en önemlisi nihai kararların alınacağı, stratejinin belirleneceği mevcut Doğu Türkistan kurumlarının üzerinde bir şemsiye görevini ifa edecek toplum tarafından kabul gören, konusunda ehil olan kişilerden oluşan bir üst birliğin, bir “politbüro” merkezinin oluşturulması gerekiyor.
Doğu Türkistan siyasi hareketinin nihai hedefi şüphesiz bağımsız bir devlet kurmaktır. Ancak bu hedefe giden yoldaki kavşaklar, dönemeçler, yokuşlar, soluklanmalar, aktiviteler, tehditler, diyaloglar netleştirilmelidir.
* “Sincang/Sinkiang” kelimesinin kullanımı, “Uygur Özerk Bölgesi” tabirinin kullanılması, “özerklik/muhtariyet” tabirlerinin telaffuz edilmesi, yüksek özerklik hakkının talebi, Çinliler ile diyalog talebi, Tayvan ile görüşmeler, Bölgeye gidip gelmeler; Bölge ile ticaretin teşvik edilmesi; Çin Elçilikleri ve Konsoloslukları ile temaslar; Bölgeden gelecek heyetlerle iletişim kurulması; Çin ile işbirliği içinde olan kişi ve oluşumların etkisizleştirilmesi; Mükafatlandırma ve Cezalandırma mekanizmasının çalıştırılması; Yurt dışındaki Çin yatırımları; Hür dünyadaki Uygur iş insanları ve yatırımları; Diasporada Uygur Fonu oluşturulması; Diasporada Uygur Üniversitesi kurulması; Diasporada askeri, güvenlik ve istihbarat birimlerinin oluşturularak siyasi harekete entegre edilmesi, tabela oluşumların kapatılması, futbol, tenis, basketbol gibi spor takımlarının kurulması
gibi hususlarda gösterilecek tavrımız bu tür istişare toplantılarında netleştirilmelidir.

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.