Yüce Allah tarafından indirilen ve Resuller tarafından insanlara
tebliğ edilen vahyin tek indiriliş sebebi ibadettir. (Hud- 1,2, 26;
Yusuf- 40; İsra-23; Yasin 60; Fussilet 14; Ahkaf-21) Tüm Resullerin
kavimlerine tebliğ ettikleri ilke yalnız Allah’a ibadet etmek olmuştur.
(Araf-59, 65, 73, 85; Hud-50, 61, 84; Müminun-23, 32) Kur’an’ın
dininde ve dilinde ibadet, atalardan ezberlenmiş ve alışılmış,
insanın hayatında olumlu hiçbir etkiye sahip olmayan, belli bazı
ritüelleri yapmak değildir. Yüce Allah’ın tüm Nebilere vahyettiği
ve Resul misyonuyla ilan ettikleri ilkelerin hepsine birden ibadet
denilmektedir. Yani yüce Allah’ın emir ve yasakları arasında ibadet,
tüm salih amelleri içine alan çatı katını temsil etmektedir. Din
ve hüküm olarak Kur’an’dan başka kitaba iman edilmediği sürece
yani ihlas elde edildikten sonra yalnız Allah’a yani Kur’an’a teslim
(İslam) olunduktan sonra insanların yaptıkları her güzel amel ibadet
kategorisine girer. Dolayısıyla bütün meşru işler ve güzel amellerin
hepsi ibadet hükmüne geçer. İnsan her an Rabbi olan yüce Allah
ile beraberdir. Geleneksel dinde ibadet denilince insanların aklına
sadece namaz, hac, salavat ve umre geliyor. Halbuki insan sürekli
olarak ibadet halindedir. Hayatın amacı ve gayesi ibadettir. İnsan
yüce Allah’tan bir an bile ayrı kalamaz. “O gökleri ve yeri altı günde
yaratan, sonra arşın üzerine (kudretiyle) istiva edendir. Yere gireni
ve ondan çıkanı yani gökten ineni ve oraya yükseleni bilen yani
nerede olursanız olun O sizinle beraber olandır yani Allah yaptıklarınızı
görendir. Göklerin ve yerin mülkü onundur yani bütün işler
ancak ona döndürülür.” (Hadid-4, 5)
“Göklerde ve yerde olanları Allah’ın bildiğini görmüyor musun?
Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş
kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Yani bunlardan
az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka
O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını
haber verecektir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir.” (Mücadele-7)
İbadet fiziksel olarak yapılan bir şey değildir. Asıl ibadet zihinsel
bir olaydır. Kişi gönül ve zihinle Allah’a teslim olmadıktan sonra
ona ibadet etmiş sayılmaz. Din ve hüküm olarak Kuran’dan başka
kitaplara iman edenler, Allah’a değil, ibadetleri kitaplarına iman
ettikleri kişileredir. Bütün vahiy’lerin indiriliş amacı ibadettir.
Vahyin önderliğinde Resullerin ilk emri ibadettir. Yani Allah’tan
başkasına kulluk yapmamalarıdır.
Mesela: Tarikatçıların namazı Allah’a ibadet mi oluyor? Veya
Süleymancıların ibadetleri yüce Allah’a mı gidiyor? Sürekli olarak
Risale-i Nur okuyan, indirilmiş kutsal bir kitap olarak ona iman
eden nurcular Allah’a ibadet mi ediyorlar? İbadet, vahiy ile ilgili
bir durumdur. İbadet, teslim, iman, ihlas ve bilinç ile ilgili bir
durumdur. Muhlis ve Muttaki olmayanın ibadeti yoktur. Yani din
ve hüküm olarak Kur’an’ı tek kaynak kabul etmeyenlerin ibadeti tâbi
oldukları tağut ve şeytanlar içindir. Allah’ın kitabı yerine Buhari’nin
ve Küleyni’nin çöpten topladıkları ile besleneceksin sonra namaz ve
ibadetin Allah’a olacak öyle mi? Kime iman ederseniz, ona ibadet
edersiniz. Yani kimin sözleri ve emirleri gönlünüzde taht kurmuşsa,
kulluğunuz onadır. Şeyhe iman eden Allah’a ibadet edemez.
Mezhebe bağlı olanın ibadeti Allah’a olamaz. İsa (a.s) ın dediği
gibi, “İnsan aynı anda hem krala hemde Allah’a hizmet edemez.”
Kur’an’dan yüz çeviren ibadet diye bir şey yapmamıştır. Muhammed
bin İdris, Ahmed bin Hanbel, Numan bin Sabit ve Mâlik bin Enes’in
mezhebine tâbi olanlar Allah’a ulaşamazlar. Ben Hristiyanım, Yahu
diyim, Şiiyim, Sünniyim diyenlerin ibadeti İslam olamaz. Hayatın
hepsi ibadettir yeni hayat ibadetten ibarettir. Bütün bu gerçeklerden
sonra şimdi biz Şii ve Sünni dine adamlarına ne diyelim? Daha
ibadetin hangi anlama gelmeden üç beş ritüele ümmeti mahkum
ederek, Kur’an’da var olan yüzlerce emir ve yasağın farkında bile
olmamışlar.
Mesela; Kur’an’da var olan yüzlerce ibadetten birkaçı şöyledir.
“Şirk koşmamak…” (Bakara- 96, 105, 135, 221; Âli İmran- 64,
67, 95, 151, 186; Nisa-12, 36, 48, 116- Mâide-72, 82, En’am-14, 19, 22,
23, 41,64, 78, 79, 80, 81, 88, 94, 100, 106, 107, 121, 136, 137, 139, 148,
151, 161; Araf- 33, 173, 190, 191, 195; Tevbe-1, 3, 4, 5,6, 7,17, 28, 31,
33, 36, 113; Yunus- 18, 28, 34, 35, 66, 71, 105; Hud-54; Yusuf- 38, 106,
108; Râ’d- 16, 33, 36, İbrahim-22; Hicr- 53, 94, Nahl- 1, 3, 27, 35, 54,
86, 120, 123; Kehf- 26, 38, 42, 52, 110; Hac- 17, 26, 31; Müminun- 59,
92; Nur- 3, 35, Neml- 59, 63; Kasas-62, 64, 68, 74, 87; Ankebut- 8, 65;
Rum-13, 28, 31, 33, 35, 40, 42; Lokman- 13,15; Ahzab- 73; Sebe-22, 27;
Fatır- 14, 40; Zümer- 29, 65, 67; Mümin- 12, 42, 73, 84; Fussilet- 6,47;
Şura- 13, 21; Ahkaf- 4,6; Tur- 43; Haşr- 23; Mümtehine- 12; Saf- 9;
Kalem- 41; Cin- 2, 20; Beyyine- 1,6)
“Sadece Allah’tan indirilene iman etmek…” (Bakara- 43, 135)
“Salatı ikâme etmek…” (Bakara-43) “Hakka batılı giydirmemek…”
(Bakara-42)
“Allah’tan başkasına kulluk yapmamak, anne babaya, akrabaya,
yetimlere ve miskinlere güzellik yapmak, insanlarla konuşurken
güzel konuşmak…” (Bakara- 83)
“Sadece Allah’tan gelen ilme tabi olmak…” (Bakara- 120)
“İbrahim’in Nübüvvet makamından destek almak…” (Bakara-
125)
“Çocuklara tevhidi miras olarak bırakmak…” (Bakara-133)
“Allah’ın huzuruna sadece ona teslim olarak çıkmak yani Müslüman
olarak vefat etmek. (Bakara-132; Âli İmran-102)
“Allah’ın tevhid ve İslam boyasıyla boyanmak…” (Bakara- 138)
“Resuller arasında ayrım yapmamak…” (Bakara- 136, 285)
“Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve Nebilere iman
etmek, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yol evlatlarına, isteyenlere ve
özgürlükleri için mücadele edenlere sevdiği maldan vermek, ahidlere
vefa göstermek, zor durumlarda sabretmek…” (Bakara- 177)
“Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, miskinlere ve yol evlatlarına
infakta bulunmak…” (Bakara- 215)
“Allah için karz-ı hasen’de yani güzel bir borç vermek…”
(Bakara-245)
“Gece gündüz, gizli açık infak etmek…” (Bakara- 274)
“Riba’dan (tefecilerden) kaçınmak…” (Bakara- 275)
“Sadece indirilen vahye yani yalnız Resule tabi olmak…” (Âli
İmran-53) “İbrahim (a.s) ve Muhammed (a.s) ın Yahudi, Hristiyan,
Şii ve Sünni olmadıklarına iman etmek yani onların hanif Müslüman
olduklarını bilmek…” (Âli İmran- 67)
“Nebileri rab edinmemek…” (Âli İmran- 80; Tevbe-31)
“Allah’ın indirdiği İslam dininden başkasını aramamak…” (Âli
İmran- 85)
“Sevilen mallardan infak yapmak…” (Âli İmran- 92)
“Marufu emredip münkerden nehyetmek yani hayırlarda yarışmak…”
(Âli İmran- 114)
“Bollukta ve darlıkta infak etmek, öfkeyi yutmak yani insanları
affetmek…” (Âli İmran- 134)
“Kafirlere itaat etmemek…” (Âli İmran-149; Ahzab-1)
“İnsanların korkutmalarına karşı,” Allah bize yeter o ne güzel
vekildir.” demek” (Âli İmran- 173)
“Allah’ın faziletinden verdiklerinde cimri olmamak…” (Âli
İmran-180)
“Müşriklerin sözlerine karşı sabırlı olmak…” (Âli İmran-186)
“Allah’ın âyetlerini açıklamak yani insanlara duyurmak, onları
gizlememek, Allah’ın âyetlerini maddi çıkar için satmamak…” (Âli
İmran-187)
“İnsanların övgüsünden kaçınmak…” (Âli İmran- 188)
“Göklerin ve yerin yaratılması üzerinde tefekkür edip, sürekli
olarak Allah’a dua etmek…” (Âli İmran- 190, 191, 192, 193, 194)
Kafirlerin ellerinde bulunan maddi imkanlara göz dikmemek…”
(Âli İmran- 196)
“Bilinç sahibi olmak…” (Âli İmran-198)
“İnsanların mallarından uzak durmak…” (Nisa-39)
“Büyük günahlardan uzak durmak…” (Nisa-31)
“Şirk koşmamak yani sadece Allah’a ibadet etmek, ana babaya,
akrabaya, yetimlere ve miskinlere, yakın komşuya, uzak komşuya,
yakın dosta, yol evlatlarına, himaye altında olanlara güzellik yapmak…”
(Nisa-36)
“İnsanları cimriliğe teşvik etmemek yeni Allah’ın verdiklerini
gizlememek…” (Nisa-37)
“İnfakı gösteriş amaçlı yapmamak…” (Nisa-68)
“Allah’ın verdiği rızıktan infak etmek…” (Nisa-39)
“Resul olan Kur’an’a isyan etmemek…” (Nisa-38)
“Şirk koşmamak…” (Nisa- 48,116)
“Emaneti ehline vermek…” (Nisa- 58) “İnsanları Allah’ın yolundan
yani Kur’an’dan engelleyen din adamlarına iman etmemek…”
(Nisa-60)
“Yani hüküm olarak Allah’ın kitabından başka kitaba iman
etmemek…” (Nisa- 61) “Dinde hakem olarak sadece Resul olan
Kur’an’a gitmek…” (Nisa- 65)
“Mazlumlar için Allah yolunda savaşmak…” (Nisa- 75)
“Âhiretin yanında dünya menfaatinin azlığına kanmamak…”
(Nisa-77)
“Dinde sadece Resule itaat etmek…” (Nisa-80)
“Güzel bir temenni ile karşılaşınca daha güzeliyle mukabele
etmek…” (Nisa-86)
“Kıyamet günü Allah’ın manevi huzurunda toplanılacağına
iman etmek…”(Nisa-86)”
Allah’ın sözünden daha doğru bir söz olmadığına iman
etmek…” (Nisa-87, 122)
“Hata olması dışında insanın canına kıymamak…” (Nisa-92)
“Empati yapmak…” (Nisa-94)
“Özgürlük bulunmayan yerden hicret etmek…” (Nisa- 97)
“Allah’a istiğfar etmek…” (Nisa- 106-110)
“Sadaka vermeye teşvik etmek, maruf’u emretmek, insanların
arasını ıslah etmek…” (Nisa-114)
“Salih amellerde bulunmak…” (Nisa-122)
“Kendimiz Ana-baba ve akrabamız aleyhinde de olsa adaletten
ayrılmamak…” (Nisa- 135; Maide 8)
“Kâfirleri veli edinmemek…” (Nisa-139, 144)
“Tevbe etmek yani kendimizi ıslah etmek sadece Allah’a (kitabına)
sarılmak yani dini Allah özel kılmak…” (Nisa-146)
“Zulme ve haksızlığa uğrama dışında kötü söz söylememek…”
(Nisa- 148)
“Allah ile Resullerini birbirinden ayırmamak yani Resuller
hakkında bilgi için sadece Kur’an’a müracaat etmek…” (Nisa-150,
151, 152)
“Dinde sapıtmamanın tek yolunun Kur’an olduğuna iman
etmek…” (Nisa- 176)
“Erdemlilik ve takvada yardımlaşmak, günah ve düşmanlıkta
yardımlaşmamak…” (Mâide- 2)
“Daha Resul (a.s) hayatta iken, dinin Allah tarafından tamamlandığına
iman etmek…” (Mâide-3)
“Salatı ikame etmek, zekata gelmek (arınmak) Resullere iman
etmek, Allah için güzel bir borç vermek…” (Mâide-12)
“İnsanları karanlıklardan aydınlığa Kuran’dan başka hiçbir
şeyin çıkarmayacağına iman etmek…” (Mâide- 15, 16)
“Kötülüklere karşı iyilikle mukabele etmek…” (Mâide- 28)
“Allah’a ulaştırıcı amelleri aramak…” (Maide-35)
“Yahudi ve Hristiyan devlet ve din adamlarını veli edinmemek…”
(Mâide- 51)
“Dini oyun ve eğlence edinenleri veli edinmemek…” (Maide-57)
“İnsanları haram yemekten ve kötü söz söylemekten engellemek…”
(Maide-63)
“İndirilen vahyi tebliğ etmek…” (Mâide- 67)
“Kötülüklerden vazgeçirmeye çalışmak…” (Mâide- 79)
“Allah’ın helal kıldığı ziyneti ve temiz yiyecekleri haram kılmamak…”
(Mâide- 87; Âraf-32)
“Dinde sadece Allah’a yani Resule itaat etmek…” (Mâide- 92)
“Ataların dininden uzaklaşmak yani sadece Allah’ın indirdiğine
iman etmek…” (Mâide- 104)
“Allah hakkında gerçeklerden yani haktan başka bir şey konuşmamak…”
(Âraf-105; Mâide- 116 117)
“Dinde Allah’tan başka veli edinmemek…” (En’am- 14)
“Müşriklerin yalanlamalarına karşı sabırlı olmak…” (En’am- 34)
“Son vahiy’le birlikte mucizelere iman etmemek…” (En’am- 35)
“Âhirette şefaate iman etmemek…” (En’am- 51)
“Zenginlerle fakirler arasında eşit muamele etmek…” (En’am-
52, 53, 54)
“En büyük ibadet şirk koşmamaktır…” (En’am- 56; Kehf- 110;
Fussilet-6; Lokman-13)
“Din olarak Allah’ın yanında, ötesinde, astında başka bir güç ve
otorite kabul etmemek…” (En’am- 79)
Dinden konuşurken İbrahim (a.s) gibi delilli konuşmak…”
(En’am-83)
“İmana zulüm (hadis- ictihad- mezhep) karıştırmamak…”
(En’am-82)
“Sadece Nebi ve Resullerin vahiy ve tevhid yoluna iktida
etmek…” (En’am- 90)
“Allah’ı hakkıyla takdir etmek yani din ve hüküm olarak sadece
vahiy ile yetinmek…” (En’am- 91)
“Sadece Kur’an’a iman etme yani salatı muhafaza etme…”
(En’am- 92)
“Sadece vahye tabi olmak…”En’am-106; Yunus-15, 109; Ahkaf-
9; Ahzab-1,2) “Din ve hüküm olarak Kur’an’dan başka bir kitab’ı
hakem etmemek…” (En’am- 114)
“Dini fırka ve mezheplere bölmeme” (En’am-159; Rum-31-32)
“Sadece Rabbimizden indirilene tâbi olma…” (Âraf- 3; En’am-
153, 155)
“Allah’ın yanında ötesinde şeytanın süret almış yani şeytanın
ete kemiğe bürünmüş hali olan din adamlarını evliya edinmemek…”
(Âraf-30)
“Sadece Allah Resullerinin hakkı getirdiklerine iman etmek…”
(Âraf-43)
“Kur’an’ın bir ilim ve sistem üzerine detaylandırılmış olarak
indiğine iman etmek…” (Âraf- 52)
“Yerde fesad çıkarmamak…” (Âraf-56,85)
“Kur’an okunduğu zaman onu dinlemek…” (Âraf-204)
“İnsanın kendi nefsinde sabah akşam Rabbini anması…” (Âraf-
206)
“Sadece Allah ve Resulüne itaat etme…”
(Enfal-1; Âli İmran- 32,50,132; Nisa-59; Maide- 92; Enfal-20,46;
Tâhâ- 90; Nur-54,56; Şuara-108, 110, 126, 131, 144,150,160, 179; Zuhruf-
63; Muhammed-33; Mücadele-13; Teğâbun-12, 16; Nuh-3)
“Güzel ahlak sahibi olmak…” (Bakara-58, 195; Âli İmran-134,
148; Maide-13, 85, 93; En’am- 84; Araf- 56; 161; Tevbe- 120; Hud-115;
Yusuf- 22, 36, 56, 78, 90; Hac- 37; Kasas- 14; Ankebut-69; Lokman-3;
Saffat- 80, 105, 110,121,131; Zümer- 34, 58; Ahkâf-12; Zariyat- 16;
Mürselât- 44; Neml-11; Ahzab- 29; Şura-13)
“Ana babaya, akrabaya güzellik yapmak…” (Bakara-83; Nisa- 36;
Enam-151; Nahl-90; İsra-23; Ahkâf-15; Ankebut- 8)
Allah’a güzel bir borç vermek…” (Bakara- 245; Maide- 12;
Hadid- 11, 18; Teğabun-17; Müzzemmil-20)
“İnfak etmek…” (Bakara- 3, 195, 215, 219, 254, 261, 262, 265,
267, 270, 272, 273, 274; Âli İmran- 17, 92, 117, 134; Nisa- 34, 38, 39;
Enfal- 36, 60; Tevbe- 91, 92, 99, 121; Râ’d- 22; İbrahim- 31; Nahl-75;
Kehf- 42; Hac- 35; Furkan 67; Kasas- 54; Secde 16; Sebe- 39; Fatır-29;
Yasin- 47; Şura-38; Muhammed- 38; Hadid-7, 10; Mümtehine- 10, 11;
Munafikun- 7, 10; Teğâbun-16; Talak- 6, 7)
“Salih amellerde bulunmak…” (Bakara- 25, 82, 277; Âli İmran-
57; Nisa-57, 122, 124, 173; Mahide- 9,93; Âraf-42; Yunus- 4, 9; Hud-
11, 23; Râ’d- 29; İbrahim-23; İsra- 9; Kehf- 2, 30, 107; Meryem- 96;
Tâhâ- 75, 112; Enbiya-94; Hac- 14, 23, 50,56; Nur- 55; Şuara-227;
Ankebut-7,9, 58; Rum- 15, 45; Lokman- 8; Secde- 19; Sebe- 4; Fatır-7;
Sâd- 24, 28, Mümin- 58; Fussilet- 8; Şura- 22, 23, 26; Câsiye- 21, 30;
Muhammed-2,12; Fetih- 29; Talâk-11; İnşikak-25; Buruc-11; Tin-6;
Beyyine-7; Asr-3)
“Salihât (onarıcı olmak)” (Nisa- 34; Kehf- 46; Meryem- 76)
“Allah’a yalan yere iftira etmemek…” (En’am- 21,93, 144, 157;
Âraf- 37; Yunus- 17; Hud- 18; Kehf- 15, 57; Ankebut- 68; Zümer-32;
Saf- 7)
“Vahiy ile istikamet sahibi olmak yani zalimlere meyletmemek…”
Hud- 112, 113; Şura-15)
“Sabretmek (dayanıklı olmak)” (Âraf- 128; Enfal- 46; Yunus- 109;
Hud-49,115; Nahl- 127; Kehf-28; Lokman-17; Tur-48; Müzzemmil-10;
Ali İmran-200; Araf-87; Taha-130; Rum-60; Sâd- 17; Mümin- 55,77;
Ahkâf- 35; Kâf- 39; Kalem-48; Meâric- 5; Müddessir- 7; İnsan- 24)
Allah’ın dununda (yanında- birisinde- altında) ibadet edilecek
ve davası güdülecek bir şeyin olmadığına iman etmek…” (En’am- 40,
41 63 Âraf-37, 193, 194, 197,198; İsra- 67, 110; Meryem- 48; Hac- 73;
Şuara- 72; Fatır- 13, 14, 40; Saffat- 125; Zümer- 38; Mümin- 40, 42, 43,
66; Şura- 13; Ahkâf- 4; Cin-18; Bakara- 23, 83, 107, 165,166, 167; Âli
İmran- 64, 79; Nisa- 117,119; Maide- 76, 116; En’am- 51, 56, 70; Âraf-
3, 30, 37, 194,197; Tevbe- 31; Yunus- 18,66, 104,106, Hud- 20, 101, 109,
113; Yusuf- 40; Rad- 14,16; İbrahim- 10;Nahl- 20, 35,73, 86; İsra- 56;
Kehf- 14, 15, 16, 26, 27, 102; Meryem- 48, 49, 81; Enbiya- 24,25, 29, 43,
66, 67, 98; Hac- 12, 62, 71, 73; Furkan- 3, 17, 55; Şuara- 70, 75, 92, 93;
Neml- 24, 43; Ankebut- 17, 25, 41; Lokman- 30; Sebe- 22; Fâtır- 13,
40; Yasin- 23,61, 74; Saffat- 22, 23, 85, 86, 95; Zümer-3,15, 38, 43, 45;
Mümin-20, 66, 74; Şura- 6, 9 46; Zuhruf- 26, 36, 37, 45; Ahkâf- 4, 32;
Kafirun suresi
“Allah ile beraber başka evliya ve ilâhlar edinmemek…” (En’am-
19; Hicr- 96; İsra- 22, 39; Müminun-117; Furkan- 68; Şuara- 213;
Neml- 60, 61, 62, 63, 64; Kasas- 88; Kaf-26; Zâriyât- 51; Cin-18)
“O’ndan başka ilah yok…” (Âraf- 59, 65, 73, 85; Hud-50, 61,84;
Müminun-23, 32)
“Münafıkların mallarına imrenmemek…” (Tevbe-55, 85)
“Müminlere zarar veren, hakkı inkar eden, müminlerin arasına
ayrılık sokan ve Allah Resulüne (Kur’an’a) karşı savaşanların mescitlerinde
durmamak…” (Tevbe-107, 108)
“Marufu emredip, kötülüklerden engellemek…” (Tevbe-112)
“Aza çoğa bakmadan infak etmek…” (Tevbe-121)
“Allah bana yeter, O’dan başka ilah yoktur, ben sadece ona
tevekkül ederim. O yüce arşın sahibidir.” demek. (Tevbe 129)
“Dünya hayatında Allah ve meleklerinden başka bir şefaatçinin
olmadığına iman etmek…” (Yunus-3, 18; Necm-26)”
Âhirette ise hiç bir şefaate iman etmemek… “ (Bakara- 48, 123
254)
“Din olarak vahiy’den başka bütün yolların sapkınlık olduklarına
iman etmek..” (Yunus-32, 33, 34, 35)
“Kur’an ahlak ve ilminin, hidayet ve rahmetinin dünya malından
daha hayırlı olduğuna iman etmek…” (Yunus-57,58)
“Hidayet ve sapkınlığın ancak hak olan Kur’an’la belli olacağına
iman etmek…” (Yunus-108)
“Haram olan cana kıymamak…” (İsra- 33)
“Yetimin malına kötü niyetle yaklaşmamak…” “Ahde vefa göstermek…”
(İsra- 34)
“Ölçü ve tartıda dürüst olmak…” (İsra- 35)
“Hakkında bilgi bulunmayan şeyin peşine düşmemek…” (İsra- 36)
“Kibir ve gururdan kaçınmak…” (İsra- 37)
“Devlet malına el uzatmamak, yolsuzluk yapmamak…” (Âli
İmran- 161)
“Allah ve Resulüne ihanet etmemek…” (Enfal-27)
“Din namına insanlara vahiy’dan başka bir şey anlatmamak…”
(İsra- 73, 74, 75; Yunus- 15)
Nebi ve Resullerin insanları sadece Allah tarafından indirilen
vahiy’le uyardıklarına iman etmek… “ Enbiya -45; Kaf-45)
“Din olarak Kur’an’ın yeterli olduğuna iman etmek…” (Maide-
3; Ankebut 50-51; Mâide- 101)
“İnsanların sadece vahiy’den sorumlu olduklarına iman
etmek…” (Zuhruf- 44)
“Zina’ya yaklaşmamak…” (İsra- 32; Furkan- 68)
“Dini Allah’a özel kılmak…” (Zümer-2, 3, 11, 12, 13, 14; Mümin-
14; Beyyine-5; Nisa-145,146)
Sonuç olarak:
İbadet: İnanç, fikir ve zihinle ilgili bir olaydır. İnsanların yüce
Allah’a bağlantıları iman, takva, sevgi, ihsan, ibadet, zihin ve eğitimle
ilgilidir. Hiç kimse namaz kılmakla Rabbi ile bağlantı kuramaz
ve kuramamıştır. Yüce Allah ile namaz kılanların arasında uzun
bir mesafe vardır. Namaz hiç bir zaman insanları Kur’an’a yakınlaştırmamış
tam aksine namaza en çok kulluk edenler tarikatçı ve
cemaatçi hurafeciler olmuştur.
İbadet hiç bir zaman Allah ile bağlantıyı koparmamak, sürekli
olarak yüce Allah’ın gözetimi altında olduğumuzun şuurunda
olmaktır. Küfürde böyledir. Küfür ve şirk ehli sürekli olarak dinlerini
anlatır onun faziletini ve üstünlüğünü savunurlar. Nurcular
Said Nursi’yi, tarikatçılar şeyhlerini, cemaatçiler efendilerini, siyasal
dinciler liderlerini, Şia ve Ehli Sünnet hadis ve muhaddislerini anlatırlar.
İşte bu yaşam tarzının ve inanç sisteminin Kur’an’daki adı
ibadet oluyor.
İbadet sürekli olan, hiç kesilmeyen, insandan ayrılmayan, gece
gündüz onunla olan bir inançtır. Yani namaz ibadet değildir. Onun
için yaratılışın tek amacı ibadettir (Zâriyat-56)
İşte bundan dolayı vahyin ve Resullerin yegane gönderiliş
amaçları da ibadettir. (Hud-1,2, 26; Yusuf-40; İsra-23; Yasin-60; Fussilet-
14; Ahkâf-21) Din ve hüküm olarak Kur’an’dan başka kaynak
kabul etmeyen ve Allah yolunda infak edenlerin uykuları bile ibadet
sayılır. Her an yüce Allah’ın gözetimi altında olduğunu bilmeyen,
günde beş defa Allah’ın huzuruna çıktığına iman edenin ibadeti
yoktur. Kısacası ibadet, kendine dert ettiğin şeydir. Kur’an’ı, İslamı,
imanı ve ihlası dert ediniyorsan meşru daire içinde ne yaparsan yap
senin ibadet hedefin Allah’tır.
Şiilik ve Sünniliği, cemaat ve tarikatı dert ediniyor ve onların
davalarını güdüyorsan ibadet hedefin mezheplerdir. Eğer tek amacın
mal- mülk yığma, zevk ve sefa, oyun ve eğlence ise, senin ibadet
hedefin dünya hayatından başka bir şey değildir. Ömründe bir sefer
hacca, bir kaç sefer umreye gitmen, yılda bir ay aç kalman, haftada
bir kez cumaya katılman, günde beş kere camiye girmen hiçbir şeyi
değiştirmeyecektir. Kur’an’ın gerçeklerini keşfetmenin en önemli
şartı eski inanç ve fikirleri bırakmaktır. Farkındalığa giden yol korkularımızdan,
şüphelerimizden, ön yargılarımızdan, zihnimizi işgal
eden batıl hükümlerimizden teker teker kurtulmaktan, atalarımızdan
miras kalan kavramları bir kenara bırakmaktan geçer.
Namaz Kılmayan Kafir Olur Mu?
1-) Enes bin Malik (r.a) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v) şöyle
buyurdu:
مِّدًًا، فََقََدْْ كََفَرَََ جِِهََارًًا مََنْْ تَرَََكََ الصََّلاََةَ مُُتَعَََ ِ “Kim, namazı kasten terk
ederse andolsun ki, açıkça küfre girmiştir!” (Heysemi Mecmau’z-Zevaid
1/295, Taberanî Mucemu’l-Evsad, Tergîb ve Terhîb 1/524)
2-) Cabir (r.a) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
رْْكِِ، وََالْكُْفُْرِِْ تَرَْْكُُ الصَّلَاَةَِِ إِنََِّ بَيَْنََْ الرََّجُُلِِ، وََبَيَْنََْ الشِِّ “Şüphesiz ki, kişi ile
şirk ve küfür arasında, namazı terk etmek vardır!” (Müslim-82/134;
Ebu Davud- 4678, Tirmizi 2752, İbni Mace- 1078)
3-) Abdullah ibni Mes’ud (r.a) şöyle dedi:
مََنْْ تَرَََكََ الصََّلاََةَ فََلاََ دِِ نَيَ لََهُُ “Kim namazı terk ederse, onun dini
yoktur!” (Mervezi Ta’zimu Kadri’s-Salah- 936, 937, Tergîb ve Terhîb-
1/530)
4-) Abdullah bin Bureyde (r.a) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v) şöyle
buyurdu:
اََلْْعََهْْدُُ الََّذِِي بََيْْنََنََا، وََبََيْْنََهُُمُُ الصََّلاََةُُ، مَفَنْْ تََرََكََهََا، فََقََدْْ كََفََرََ
“Bizimle onlar arasındaki ahit, namazdır. Kim, namazı terk
ederse, muhakkak ki, küfre girmiş olur!” (Ahmed bin Hanbel-Müsned,
5/346; Tirmizi 2756: Nesei 462; İbni Mace- 1079; Hakim- 1079)
5-) Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu:
أََنََّ تََارِِكََ الصََّلاََةِِ كََافِِرٌٌ ““Namazı terk eden, kafirdir!” (İmam Mun�
ziri Tergîb ve Terhîb 1/530)
6-) Ömer bin el-Hattab (r.a) şöyle dedi:
لْاِِسْْلاَمَِِ لِِمََنْْ تَرَََكََ الصََّلاََةََ � لاََحََظََّ فِِي ا “Namazı terk eden kişinin,
İslam’dan hiçbir nasibi yoktur!” (Malik Muvatta 1/51; İbni Ebi Şeybe
İman- 103; Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil-
209)
7-) Abdullah bin Şakik el-Ukayli (rahmetullâhi aleyh) şöyle
dedi:
لْأَعَْْمََالِِ � كََانََ أَصَْْحََابُُ مُُحََمََّدٍٍ صََلََّى اللهُ عََلََيْْهِِ وََسََلَّمَََ، لاََ يَرَََوْْنََ شََيْْئًاً مِِنََ ا
تَرَْْكُهُُ كُفُْرٌٌْ؛ غَيَْرََْ الصََّلاَةَِِ “Muhammed (s.a.v)’in ashabı, namazın dışında
amellerden hiçbir şeyin terkini küfür olarak görmüyorlardı!” (Tirmizi-
2757; İmam Munziri et-Terğîb ve’t-Terhîb- 1/522)
Farz edelim ki bir insan, malını, mülkünü, varını yoğunu hatta
tüm hayatını yüce Allah’ın yolunda harcadı.Yani açları doyurdu,
evsizleri barındırdı, yetimleri korudu ve büyüttü. Dolayısıyla bu
dünya hayatında hayırlı işler ve salih ameller haricinde hiçbir şey
yapmadı. Bütün bu hayırlı hizmetleri ve salih amelleri yapan insan
namaz kılan birisi değildir. Şii ve Sünni din adamlarının rivayetlerine
göre bu kişi yaptığı bütün bu iyiliklere rağmen, amelleri boşa
giden ve sonsuza kadar cehennemde kalacak olan bir kafirdir.
Bu akıllı bir yol ve mantıklı bir inanç değildir.
Namaz Kılmayan Gerçekten Kafir midir?
Geleneksel din anlayışına göre namaz, dua ve ibadet amacıyla
yapılan bir dizi ritüel ve sözlerden meydana gelmektedir. Yine geleneksel
anlayışa göre namaz dinin direğidir. Allah katında en çok
sevilen dolayısıyla en faziletli ameldir. Aynı zamanda her Müslümana
farz olan bir ibadettir. Yine geleneksel anlayışa göre insanın
ahirette ilk hesaba çekileceği amel namaz olacaktır. Yani bu geleneksel
din adamlarına göre namaz kılmayan kafir olarak sabahlamıştır.
Bu anlayışa itiraz Ediyoruz.