İsmail CENGİZZOR YAZI

TÜRK DİASPORASI GÜNDEMİ / İsmail Cengiz

Türk Soylu Yabancılarla İlgili Yönetmelik Hakkında Değerlendirme

  Türk Soylu Yabancılara Tanınan Haklar

10 Ekim 2025’de güncellenerek yayınlanan Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine; Kamu, Özel Kuruluş ve İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Yönetmelik, sosyal medyada belirtildiği gibi, bütün Türk Devlet ve topluluklarını içine alan bir yönetmelik değildir. Türk Soylu statüsünde kabul edilen; Uygur Türkleri, Ahıska Türkleri, Irak Türkmenleri ve Kırım Tatarlarının işlemleri bu yönetmenlik çerçevesinde yapılacaktır. (Geçmişte bu kanuna Bulgaristan ve Batı Trakya Türkleri dahil edilmişti)

Cumhurbaşkanlığı idari sistemine göre düzenlenen 10476 sayılı yönetmeliğin güncellenen maddelerine göre; bu karardan kimlerin yararlanabileceği Cumhurbaşkanlığı tarafından tespit edilecektir. Buna göre Cumhurbaşkanı kararı ile tespit edilen Türk soylu topluluktan olanların işlemleri “soydaş büro”da yapılacak ve çalışma izni haklarından yararlanabilecektir.

Yine güncellenen yönetmenliğe göre; “vatandaşı olduğu ülkenin kahir ekseriyetinden farklı etnik ve kültürel kimliğe sahip olup; vatandaşı olduğu ülkede elinde olmayan sebeplerle, mesleğini, sanatını veya işini icra edemeyen ve değişik nedenlerle Türkiye’de hayatını devam ettirmek zorunda kalanlar”ın da müracaatları değerlendirilecek ve Türk soylu tespiti yapıldıktan sonra çalışma izni kolaylığından faydalanabileceklerdir.

1981’de Turgut Özal döneminde yayınlanarak yürürlüğe giren ve 10 Ekim 2025’de güncellenen 2527 sayılı bu Kanun ile, Türkiye’de çalışmalarına izin verilen Türk soylu yabancılar bakımından, çalışma ile ilgili kanunların öngördüğü Türk vatandaşı olma şartının aranmaması kabul edilmiştir. Bir başka ifadeyle, iki istisna dışında, çeşitli kanunlarla Türk vatandaşlarına saklı tutulan işlerde Türk soylu yabancılara da çalışma özgürlüğü tanınmıştır.

2527 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre; “Bu Kanunun amacı; Türkiye’de ikamet eden Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilâtı hariç olmak üzere kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde bu meslek ve sanat dallarında çalıştırılabilmelerine olanak sağlamaktır”.

Çalışma Bakanlığı’na yapılan başvurularda, bu kişilerin Türk soylu olduğu hususunu açıkça ortaya koyabilmek ve belgelerle ispat etmek gerekmektedir. Yabancının Türk soylu olduğunun T.C. resmi makamlarından alınmış belgelerle kanıtlanması zorunludur. Diğer ülke büyükelçilikleri veya konsolosluklarından alınmış belgeler kabul edilmemektedir.

Çalışma İzni İçin Türk Soylulardan İstenen Şartlar

Elbette bu kişilerin çalışma izni kolaylığından faydalanmaları için sadece Türk soylu olması yeterli değildir. Aşağıdaki şartların da oluşması gerekmektedir:

  • İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’ndan alınan en az altı ay süreli ikamet sahibi olması,
  • Belirli meslek ve sanatlar için, özel kanunlarda aranan nitelikleri taşıdığını yetkili Türk makamlarından alacağı belgelerle kanıtlamış olmaları,
  • Eğitim durumunu gösteren yabancı okul veya fakültelerden verilmiş diplomalarının denkliğini ilgili kuramlara onaylatmış bulunmaları,
  • O mesleği yapmasında güvenlik açısından herhangi bir sakınca bulunmaması,
  • Yabancılar için açılacak özel kütüklerde nüfus kayıtlarını tesis ettirdiğini belgelendirmesi,
  • Mesleki kuruluşlara kayıtlı olmanın zorunlu bulunması halinde üyeliğini belgelendirmesi,
  • Yabancı ülkelerden alınmış kalfalık, ustalık veya dengi belgelerin denkliğine ilgili kurumlarca karar verilmiş olması gerekiyor.

Çalışma İzni Alırken

Türk Soylu Olmanın Avantajları

  • Çalışma izni alırken Türk soylu olmanın avantajlarından ilki; Türk soylu olduğunu kanıtlayan yabancıların, Bakanlığın değerlendirme kriterlerinden muaf tutulmasıdır. Dolayısıyla Bakanlık, çalışma izni başvurusunda bulunan Türk soylunun başvurusunu, değerlendirme kriterlerine uygun olup olmadığına bakmadan değerlendirmektedir.
  • Türk soylu yabancıların çalışma iznine ilişkin bir başka kolaylık ise, yurt dışında bulunup Türk soylu olduğu bildirilenlere 3 aya kadar çalışma izni muafiyeti verilmesidir. Dolayısıyla yurt dışında bulunan Türk soylu yabancılar, çalışma izinleri bulunmaksızın, belli bir süre Türkiye’de çalışabilmektedir.
  • Çalışma izninde Türk soylu olmanın diğer avantajı, Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve mesleklerde Türk soylu yabancıların da çalışabilmesidir. Türk soylu yabancılar diğer yabancılardan farklı olarak, aşağıdaki konu başlığında açıklandığı iş ve mesleki faaliyetleri sürdürebilir ve bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışabilirler.
  • Diğer yabancılardan farklı olarak istisnai çalışma izni hakkına sahip olan Türk soylular için, firmalarda 5 Türk çalışan çalışan şartı gibi istihdam kriteri uygulanmamaktadır.

 

Türkiye’de Türk Soylulara Yabancı Muamelesi Yapılmamalı

“Türk Soylulara farklı muamele yapmanın uluslararası hukukta ayrımcılık, ırkçılık olarak görüldüğü söylenmekle birlikte genel olarak aynı soydan gelen kişilere farklı muamele yapılmasının makul karşılandığını söylemek mümkün. Hatta Yunanistan, Almanya ve Finlandiya gibi bazı devletler, kendi vatandaşları ile aynı soydan olan yabancılardan ikamet ve çalışma izni aramayarak vatandaşları ile eşit şartlarda çalışmalarını sağlamaktadır. Bu sayede devlet, kendi vatandaşları ile aynı soydan gelen ancak çeşitli sebeplerle başka devlet vatandaşı olan kişilerle sürekli ilişki sağlayabilmektedir. Türk soylu yabancıların çalışma hakkının özel olarak düzenlenmesinin bu somut gerekçeler yanında millî ve manevî yönü de vardır.

Bir başka ifadeyle, tarihten gelen köklü bir miras ve soydaşlık bağının yüklediği sorumluluk duygusu bu düzenlemenin yapılmasında etkili olmuştur. Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Osmanlı İmparatorluğunun kaybetmiş olduğu topraklarda; Rumeli’de, Doğu Türkistan’da, Kırım’da, Suriye ve Irak’ta yaşayan Türklerle ilgilenmek tarihi bir sorumluluk gereğidir.

 

Bu çerçeveden hareketle şunu söyleyebiliriz: “Türk soylu kişilerin Türkiye’de herhangi bir yabancı ile aynı muameleye tâbi tutulması Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda ifade bulan tarihî ve millî sorumluluklarla bağdaşmaz.”  kanaatindeyim.

 

Çalışma İzni Kolaylığından

Türk Cumhuriyetleri Vatandaşları Yararlanmıyor

ANCAK günümüzde özellikle yeni yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bu kanunda ifade edilen “Türk soylular” farklı şekilde tanımlanmıştır. Güncellenen Kararname; Türk Dünyası coğrafyasında yaşayan bütün Türkleri kapsamamaktadır. Güncellenen ilgili kararnamenin maddesinde yazılı olduğu üzere tekrar ifade etmeliyiz ki artık “Türk Soylu Topluluklar”, Cumhurbaşkanlığı kararı ile belirlenecektir.

 

Buna göre sosyal medyada ifade edildiği üzere Türk Devletleri Teşkilatı üye devletleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan vatandaşı soydaşlarımız bu yönetmelikte belirtilen haklardan yararlanamazlar. Aynı şekilde Rusya Federasyonu dahilindeki Türkler ile Suriye, İran ve Afganistan’da yaşayan soydaşlarımız da bu yönetmelikte belirtilen çalışma hakları kolaylığına dahil değildir.

 

Türk Soylu Statüsü Tekrar Gözden Geçirilmeli

Türk soylu yabancılara tanınan ayrıcalıklı çalışma hakkının kapsamı yeni bir kararname ile genişletilmeli; özellikle birçok açıdan dezavantajlı durumda olan Türk topluluklarına mensup kişilere “soydaş statüsü” verilerek kucak açılmalıdır.

 

Özellikle Afganistan’da ve İran’da farklı kültüre ve farklı dile mensup olduğu için ikinci sınıf muamele gördüğü ve rejime muhalif olduğu gerekçesiyle ülkemize sığınan Afganistan Türkü soydaşlarımız “Türk Soylu” statüsüne dahil edilmelidir.

 

Hala imzaya tabi tutulan, hala ikameti olmayan, hala hakları olduğu halde uzun dönem ikameti olmayan Uygur Türklerinin ikamet ve istisnai vatandaşlık sorunları giderilmelidir.

 

Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da yaşayan, 1944, 1949 ve 1965 yıllarında bu ülkelere sürgün edilen Uygur Türkü ve Kırım Türkü soydaşlarımıza mensup ailelerin işlemleri de “soydaş büro”da yapılmalıdır.

 

En az 40 milletvekili çıkarması gerekirken sadece 4 milletvekili çıkarabilen Suriye Türkmenlerine sahip çıkılmalı, şartları uygun olan soydaşlarımıza “uzun dönem ikamet” verilerek onların istihdam ve geçimleri garanti altına alınmalıdır.

 

Türkiye, bölgesinde lider ülke ve küresel aktör olmak istiyorsa, nerede bir kardeşi göz yaşı döküyorsa, ona mendil uzatmak durumundadır.

 

(*)  İpek Yolu Araştırmaları Merkezi / Silk Road Research Center – SRC Bülteni

@) Bu değerlendirme yazısı, yazılı görsel ve sesli medyada yayınlanabilir. İsmail Cengiz, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.