MANŞETMUSTAFA YILDIRIM

FİNCANCI-KILICDAROĞLU HELALLEŞME DİYE DİYE TÜRKÜ GÖMÜYORLAR / Mustafa Yıldırım


Ermenistan’la protokol denince bilgiçlik taslamaya hiç gerek
yok. “Sıfır sorun”, “uzlaşma”, “barış” , “iyi ilişkiler” vb. sözleri
bir yana bırakalım; çünkü asıl konu bellidir:
Batıdan ve kuzeyden kollanıp, korunan bazen da kışkırtılan
küçük devlet bizi, ayrımsız cinayetler işleyerek bir ırkı yok
etmiş kanlı katiller olarak görüyor.
Görmekle kalmıyor, bizi dava ediyor. Davayı kazanmak için
yabancı devletleri kışkırtıyor, Batılı devletler aracılığıyla
şantaj yapmaktan geri kalmıyor.
Şantajcı devletler emrediyorlar; T.C yönetenleri 7 yıl önce
söz veriyorlar; uzlaşacağız diyorlar. Alttan alıyorlar, “Siz
katilsiniz” suçlamasının bir davada iddianame olduğunu
unutup, konuyu tarihçilere bırakalım deme hafifliğini
gösteriyorlar.
Karşı taraf ve yandaşları, “katil” demekten caymışlar mı?
Hayır!
Siz, buna karşın elinizi uzatıp tokalaşıyor musunuz?
Evet!
Gerisi küçük devletin şantajı karşısında eğilip bükülmek
değil de nedir?
Konu, Karabağ’ın işgaliyle değil, “katil” suçlamasıyla
bağlıdır.

“katil” suçlaması sürdükçe Karabağ boşaltılsa da bir şey
değişmez!
Tokalaşacaksan tek bir koşul var: “Katil” diye suçlamayı,
davalar açmayı bırakacaksın!
Bu da yetmez! Terör örgütü kurmuşsun; silahsız devlet
görevlilerine kıymışsın. Kısacası “Terörü destekleyen bir
devlet” olmuşsun. Suçlusun! Yargılanmayı hak etmişsin.
Önce terör suçunu kabul edeceksin.
Yok, hayır, terör suçu yalnızca Taşnak partisini bağlamıyor.
Teröristleri devlet olarak bak nasıl desteklemişsin:
“1981 Paris-Orly katliamı tutuklusu Garabedyan, 23
Nisan’da (2001), Fransız meclisinde alınan “soykırım”
kararına dayandırılan Fransız mahkemesi kararıyla
salıverilerek Erivan’a gönderildi. Salıverme kararına,
Garabedyan’ın eyleminin, yurtseverlik duygularıyla
gerçekleştirilmiş olduğu da eklendi….
Türkiye sustu. Türkiye’yi yönetenler de sustu
Garabedyan, Erivan’da devlet tarafından ‘kahraman’
olarak törenle karşılandıktan sonra konferanslara
katılmak üzere ABD’ne gitti. Türkiye yine suskundu;
barışsever olduğunu ileri sürenlerden bile ses çıkmadı.
Oysa Orly’de THY bürosuna bombalar atılmış, birçok insan
ölmüş, çoğu sakat kalmıştı.
Son cinayetten hemen sonra Paris’ten Türkiye’deki TV’lere
bağlanan Avukat Deveciyan, ağır sözlerle ulusumuzu
suçlamaktan geri kalmadı.” (Savaşmadan Yenilmek, UDY,
2007, Sayfa: 203)
Deveciyan şimdi, Fransa hükümetinde Bakan… Ermeni
teröristi Garabedyan’ı ulusal kahraman ilan etmiş olan
devleti, 5 yıl önce İstanbul’a cenazeye çağıranlar, şimdi
protokol imzalıyorlar.
“Soy kıran katiller Türklerdi, ittihatçılardı. (Cumhuriyet
devleti kurucularını da onların ardılı sayıyorlar) Gerisi bizi
bağlamaz” diye düşünüyor olabilirler.
Ancak son derece yalın bir gerçek var: Soy kırıcılık davası
geri alınmadan terörü destekleyenlerle tokalaşmak iftirayı
kabullenmektir. Bu davadan caymayan devletin güçlenmesi
ve Batı’dan destek alması için hava sahanızı açmak
uzlaşmak değil, teslimiyettir.
Her konuda konuşmakta acul davranan TSK yöneticileri
nedense bu konuda suskunlar. İyi ki öyle; çünkü yurttaşların
yanık bağırlarına bir avuç su serpip duyarlılıkları
söndürmekte üstlerine yok!
Hem ne de olsa atılan her adım, NATO genişleme
programına uygun! Gerisi boş sözden başka bir şey değil.

Okura not: Bu yazı 12 Ekim 2019 tarihinde yazılmış olup güncelliğini korumakta olduğu için yeniden yayınlanmıştır.

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.