1- Sayın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Siz o bakanlık koltuğuna şu yemini ederek oturdunuz.
2- Ettiğiniz yeminin ana esası şöyledir: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma;……. Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
3- BU ant Cumhuriyetimizin varlığını devletin bağımsızlığını koruma andıdır şüphesiz. Ama ne yazık ki iktidar ve muhalefet de Ayni andı içtikleri halde bağımsızlığımızı ellimizden alan açık bütçelere tam gaz devam edilmektedir. İktidarlarımız açık bütçeleri hazırlarlar. TBMM deki çoğunluğuna dayanarak kabul ettirmekteler. Muhalefet de açık bütçeleri T.C. Anayasa Mahkemesine götürmeyerek Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını yok edilmesine zımnen iştirak etmektedirler. 14 Mayıs 1950 den sonraki siyasetimizin özü budur. Siyasetimizin özü bu ise bunun adını birlikte koyalım. Siyasetçilerimiz 14 Mayıs 1950 den sonra yaptıkları açık bütçelerle bağımsızlığımızı yok etme eylemi ile vatana türlü zararlar verme durağına adeta koşar adım ilerlemektedirler.
4- AKP dönemi bu koşunun sonuncusudur. Sadece bu koşudan bir kesit sunarsak: İşte Son 4 yılın açık bütçeleri
2022 yılı bütçe açığı 278 Milyar ve
2022 yılı ek bütçesi açığı 880 Milyar
2023 yılı Bütçesi TBMM de 660 Milyar TL açıkla kabul edilmiştir.
2023 Bütçesine ek bütçe olarak çıkarılan 1,1 Trilyon açık ek bütçe de TBMM de kabul edilmiştir.
2024 yılında ise Bütçe açığı 2 trilyon 652 milyar TL olarak bütçede yer almıştır.
2025 Malı yılı bütçe açığı ise 1 Trilyon 900 milyardır
TOPLAM: 7 Trilyon 480 Milyar
Sayın Bakan:
Bu bütçe açıkları ile he geçen yıl, he geçen ay, he geçen hafta ve he geçen gün bağımsızlığımız kaybediyoruz. Yani Cumhuriyete karşı en azından ihmal suçu işleniyor. Şu anda siz gövelisiniz. Açık bütçeler yapmak kaynağını Anayasamızdan almazlar. Açık bütçelerin açıklarını kapatmak için borç almak, para basmak zamlar yapmak hukuk devleti olduğumuzdan hukuka aykırıdır ve suçtur.
Daha fazla yazmaya gerek yok. Atatürk ve İsmet Paşamıza dönelim onların direktiflerini de yazalım mektubumuzu bitirelim.
a)Ulu Önder Atatürk’ün direktifleri
- Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
- Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir
- b) Milli Şef İsmet İnönü’nün direktifleri
- Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatinden düşürerek 1952 yılının son baharı başlarında, memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.
- Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder
İşte Atatürk’ümüzün ve İsmet Paşa’mızın konu ile ilgili direktifleri.
Şu anda sizi Anayasal yemin metnimizin tam tersi yoldasınız. AKP nin karnesi bu konuda çok vahimdir. Karnenin bir satırını yazalım ve notumuzu da ekleyelim. AKP yönetime geldiği zaman bir ABD Doları 1.320.000 TL idi. Bugün (29 Mayıs 2025) 39.000.000 TL dir. ABD Doları sadece AKP döneminde 37.680.000 TL atmıştır. Sözün yazının bittiği yer işte burasıdır. Bu uyarı mektubumuz kardeşçe, arkadaşça ve sizden yaşça büyük olmanın sorumluğu ile. Yazılmıştır. Hiçbir art düşüncemiz de yoktur. Atatürk’e dönmek hukuk devletimizin teminatı Anayasamıza dönmek zorundayız. Türk milletini bugün içinde bulunduğu karmaşadan çıkmanın bilimde karşılığı DENK bütçedir. Siyasette ise Atatürk’ün direktifleri ve İsmet İnönü’nün 1957 de TBMM konuşmasında verdiği direktiflerdir. Anayasamızın nerede ise unutulan 166. Maddesindeki zam yasağını doğru okumak zorundayız. Bu işler bilim işidir. NAS işi değildir. En derin saygılarımı sunarım