HÜSEYİN MÜMTAZ

BİRAZ UFUK ÖTESİ (1) 

     Seçime gidiyoruz artık. 

                Bahar da göründü yavaş yavaş. 

                O halde biraz Attila İlhan’a gidelim mi? (ELDE VAR HÜZÜN) 

 

“manastır’da eskiden 

cam çerçeve ayna 

‘askeri mahfel’de 

ay ışığı dolardı bardaklarına 

erguvan bıyıklı 

‘erkânıharplerin 

henüz dönmüşler berlin’den 

genç ağaçlar gibi yakışıklı 

tekgözlükleri elde 

omuzlarında pelerin 

mürüvvet ‘hassaten’ 

eşref bey’i hatırlıyor 

kolağası mıydı neydi 

‘fevkalade kendinden emin’ 

dolu mavzer gibi korkutucu 

bakışları küstah 

adeta ısırıyor” 

 

eşref bey’in uykusu oldum olası ağır 

hele sabahları hiç uyanamıyor 

rüyalarında 1324 / eski manastır 

buğulu aynasıdır unutulmaz ümitlerin 

gece mavisi atlarından iner 

rap rap / ay karanlık ‘mülâzim’ler 

el basarak 

‘kur’an-ı azim-üş-şan’ üstüne 

yemin etmişler 

tabanca ve bayrak 

‘mülkü zulümden kurtarmak için’ 

 

haklıdır üzülse de eşref bey 

o günden bugüne 

(yani dersaadet / rumî 1335) 

ne tabanca kaldı ne bayrak 

ne cumayıbâlâ’ya osmanlı bir kar yağıyor 

ne serez’de mevlevi tekkesi 

o müslüman ıslığı 

bin yıllık görkemli ney 

ne üsküp ne köprülü ne tikveş 

iç köprülerini ‘lahzada’ yakarak 

bir yıldırım düşmüş adeta gönlüne 

‘muazzam’ bir kılıç gibi 

devlerin kullandığı 

elektrik yeşili ve çıplak 

kirpiklerinde yangın isi 

avuçları acımasız kara 

ağzında sırtlan nefesi 

etrafı bütün leş” 

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.