Böyle bir uygulama semineri gerçekleştirmek üzere İyidere Kaymakamlığı ve Rize İl Kültür Müdürlüğü ile yola koyulduk. 14 Ağustos Çarşamba günü armut sirkelerimizi kurmaya başlıyoruz. Ardından bal sirkesi, turunç konsantresi, sirke katığı turşu, karayemiş turşusu ve benzeri şifalı besinler üreterek sirkeli suyla nelere şifa bulabileceğimizi konuşacağız.
Elbette tarihte Rizeli kralımız Mete Oğuz’un kendi üzerinde denediği Mitridatikom panzehirini de konuşacağız, köy köy dolaşıp ilaç reçeteleri yazan kızı Sarı Gelin’i de konuşacağız, Sarı Gelin’in annesi Aspetli Emine’yi de konuşacağız!..
Sonra, tarihteki Rizeli kadınlar gibi sirke imecemize türkü yakacağız, geleneğimizdeki gibi mızıka çalıp horon oynayacağız!..
Şimdilik üç gün, ilk gün Pileki Park Patika Restoranda armutları ve elmaları bidonlara doğrayacağız, turunçlarımızın ilk kaynatma işini başlatacağız. İkinci gün sir’den bal sirkesi kuracağız, sir topaklarının dağılması için bir hafta kadar her gün odun kaşığıyla karıştıracağız.
Üçüncü gün, turuncun acısını çıkarma işini tamamlayıp ince kıyım doğrama ve iç posasını kararmış çekirdeklerinden ayırıp üzerini şekerle kapatıp 24 saat beklemeye bırakacağız, üçüncü gün iki saat pişireceğiz.
Restoran’ın bitişiğindeki eski taş değirmen orada şansımız oldu. İçerisi kiler gibi. Sirke bidonlarını orada beklemeye bırakacağız.
İlk üç günlük kurum aşamasından sonra kurduğumuz sirkeleri kontrol etmek üzere nöbetleşe aralıklı toplanacağız. Dört beş hafta kadar sonra, sirkeleri süzdükten sonra, bir kısmını pet şişelere etiketleyip diğer kısmıyla sirke katığı turşularımızı kuracağız; karayemiş, fasulye, atici, taze domates, vd.
Turunç mevsimi geçmişti, bulmak sorundu. Şansımızdan Portakallık mahallesinde Bereketlerin bahçesinde birkaç turunç buldum. Adıyla örtüşen bereketli bir bahçedir, urada yok yok! Aralık ayında bile bu bahçedeki kış armudu (haçatura, kotkota) ile sirke kurarım, fırında armut pişiririm. İşte bugün bu bahçedeki son turunçları toplamaya gittim, berekete bakar mısınız?
Turunçlar suyunu çekmiş kurumaya yüz tutmuş haldeydiler. On tane kadar vardı. Yere düşürerek alabildim. Isırganların dikenlerin arasından dolaşarak, zorlukla… Gayretle. Yeter ki seminere gelenlere gerçek turunç gösterebileyim. Çünkü insanlar bu meyveyi unutmuş, yılan akrep sokmasına bile turunç suyu panzehirdir, unutmuşlar. En eski tarih kokan bu meyvemiz buralardan kaybolmuş. Hevesle, iki bin yıllık tarihten bugüne panzehir olarak gelebilmiş en şifalı meyvenin pişirme zahmetini de bu seminerde göstermeliydim.
Bereketlerin bahçesinde bir tane de çok eski bir altıntop ağacı vardı. Turunçgillerden, ağaçkavunundan daha iri, dışı pürüzsüz, rengi kırmızımsı. Geçen yıl, bir tanesini doğramış gölgede kurutup öğütmüştüm ve 21 gün zeytinyağında güneşte bekleterek “sedef yağı” yapmıştım. İbni Sina’nın Ansiklopedisinde tarifi vardı. Turunçgillerden ağaçkavunu, greyfurt ve altıntopun ortak adı Bergamut ya da antik kaynaklardaki adı “sedefotu” idi, onu çözmüştüm. Şimdi bu ağacın yüksekçe bir dalında bu mevsime kadar kalabilmiş karpuz büyüklüğünde kıpkırmızı bir tanesi duruyordu, uğraştım onu indirdim. Çarşamba günü onu da turunçlarla beraber seminere götüreceğim. Seminerde onunla hatıra fotoğrafı çektiririz.
Turuncun şifasını gelecek nesillere taşıyabilmek adına bu semineri bahçesi olan bayanlarla yapmayı planladım. İyidere eski Halk Eğitim Müdürü Muammer Mete’nin önerisiyle kalıcı eğitim olsun diyerek, Halk Eğitim Merkezinde öğretici olan bayanları da seminere alacağız.
Patika Restoranda yapacağımız seminere kaymakam beyin eşi ve Rize valimizin eşi de katılacaklarını bildirmişler. Çok sevindim. Onların bizim aramızda olması seminerin ilgi görmesine vesile olacaktır. Seminerin afişi de Kaymakamlık sitesinden duyurulacak. Böylelikle Bahçemizdeki Şifa Seminerinin resmi makamlardan destek görmesi diğer ilçelere örnek olacaktır.
Şifa seminerine götürmeye on tane turunç fidanı hazırladım. Bahçesi olanlara hediye edeceğim. O nedenle bahçesi olan hanımları seminere katılmaya davet ediyorum. Turunç fidanı nasıl yetiştirilir, öğreteceğim. Aşı istemiyor, isteyene çoğaltması için turunç çekirdeği vereceğim. Katılanlara fidandan başka hediyelerimiz olacak. Örneğin Habibi İlaç’tan bal genomlu probiyotik sprey, yerli dokumacılarımızdan birer dolaylık, vb, sponsorlarımızdan işlevsel hediyelerimiz olacak.
Seminerin organize edilişinde baş destekçilerimiz Pleki Restoran sahibi Mehmet Rakıcı ve İyidere’nin hamilerinden Muammer Mete’ye şimdiden teşekkür ediyorum. Kendilerine beş yıl önce bastırmış olduğum, İyidereli Metozade, Kalkavan, Hantalzade, Çelik ve Morioğlu gazi dede adlarının da yer aldığı, Rizeli Kuvayi Milliye Kahramanlarının Mahalle ve Köylerine Göre Listesi ofset baskı posterini hediye edeceğim.
“Bahçemizdeki Şifa” semineri İyidere’ye ve Rize’ye hayırlı olsun. Katılanlara, emeği geçenlere ve katkı veren herkese şimdiden teşekkür ediyorum.