REHA ÖREN

Bok böceklerinden özür dilemek!

Biz insanlar ne kadar tuhaf yaratıklarız.

Dün, kötü bildiğimize bugün iyi diyebiliyoruz.

Dün, günah dediklerimiz bugün sevap olabiliyor.

Çok Tanrılı dinlerin olduğu dönemde ‘Tanrı tek’ diyenlerin kafir sayıldığı bir devirden geçtik. Bu gün ise Tanrılar’ diyenleri kafir ilan ediyoruz, etmesine ediyoruz da modern hayatın bütün nimetlerini Tanrı yerine koyduğumuzun farkına bile varmıyoruz…

Okurlarım belki hatırlarlar!

Bir önceki yazımda Bok böcekleri demiştim. Bok böceklerini Google hazretlerinin tanıttığı kadarıyla özelliklerini anlatmış ve iki mesel ile de hafızaları zorlamıştım.

 Bu yazıda ise bok böceklerinden özür dilemek zorunda kaldım.

Dün bok böcekleri hakkında bir şeyler bildiğimi sanıyordum. Bugün ise onlar hakkında aslında hiçbir şey bilmediğimi öğrenerek cehaletimden utandım…

  Bok böceği deyip geçmemek gerekirmiş!

Bir kere 35 binden daha çok türde bok böceğinin olduğunu öğrendim.

İkincisi bok böceklerinin küre imal edebilen tek böcek türü olduğunu öğrendim.

Mısırlılar görkemli piramitlere böyle işlemişler bok böceğini..

30 parmağının olması bir yana ön ayaklarının yardımıyla bok parçalarından iri bir küre yaptığını, bu kürenin içine yumurtalarını aşıladığını ve küreyi başı hep doğuya dönük olarak, arka ayaklarıyla yuvasına götürdüğünü öğrendim.

 Dikkat edin başı hep doğuya dönük olarak küreyi yuvarlıyor!

Küreyi yuvasına götürdükten sonra gömüyor. Yirmi dört gün sonra da yavruları belirmeye başlayınca, küreyi topraktan çıkarıp suya götürüyor. Kürenin suda erimesiyle birlikte yavruları serbest kalıyor.

 Gel de çık işin içinden…

Yaratılışın sembolüymüş meğer…

Antik mısır’ın kutsal böceği..

Tanrıların timsali!

Durun, daha bitmedi. Meğer bu bok böcekleri eski Mısır’da kutsalmış da bu fakirin ondan da haberi yok imiş!

Skarabe denilen bok böcekleri antik Mısır’ın en yaygın sembollerinden biriymiş. Mısır geleneğinde farklı bağlamlarda, üç değişik anlamda kullanılmış olan sembolün simgelediği anlamlar ise akıllara seza..

Meğer benim küçümsediğim bok böcekleri kozmik evrenin meydana getirilişini simgeliyormuş.

Bu böceğin üreme biçimi, kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç ‘Phtha’nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil ediyormuş.

Burada önemli olan yoktan var edeni değil, ‘var edilen’i biçimlendiren bir güç olmasıymış…

Dahası ilah Khepra’nın adı da bok böceğinin adının fiilinden türetilmiş…

Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmosta bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirüs Yıldızı’ndan alan Güneş’i simgelemekteymiş…

Bok böceği sembolü bu anlamda kullanıldığı zaman beraberinde bir güneşi temsil eden şekil de bulunurmuş…

Eski Mısırlılar bok böceğini yaratılış, erkekliğin tartışılmaz gücü, üreme, bilgelik, reenkarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeşleştirmişler.

Yaklaşık olarak 4-5 bin yıllık bir simgeymiş de benim bu konulardaki cehaletim ondan daha da eskiymiş!

Bok böceği mumyaları…

Çok değil bundan birkaç yıl önce Mısır’da Kahire’nin güneyindeki Sakkara’daki kazılarda mumyalanmış bok böcekleri bile bulunmuş.

Tarihi de tamı tamına MÖ 6 bin yılına dayanırmış!

Buna Mısırlılar bile şaşırmış! Mısır’ın Eski Eserler Yüksek konseyi başkanı Mostafa Waziri bok böceği mumyalarına ilk kaz rastladıklarını belirterek şaşkınlığını dünyaya duyurmuş…

Mısır’da olur da Muğla’da olmaz mı?

Hadi Mısır’ı anladım da Muğla’nın Kumluova Mahallesi’nde bok böceği mührünün bulunmasına akıl erdiremedim.

Meğerse ticaret nedeniyle getirilmiş. Mısırlılar ticaret nedeniyle buralara kadar gelmişler ve o bölgeyi çok sevdiklerini belirtmek üzere bok böceği süslü mühürlerini de bırakıp gitmişler.

Muğla’da bulunan bok böceği mührünün Mısır’ın Naukratis Limanı’nda üretildiği de tespit edilmiş. Mısırlılar buralara Patara limanından yola çıkarak gelmişler…

Geceleri yıldızlardan rota tespiti!

Yukarıda kısaca değindim. Bok böcekleri dışkıları arkası dönük bir şekilde ve arka ayaklarıyla taşırlarken yüzleri hep doğuya bakıyor.

Ve yönlerini gökyüzünden buluyorlar.

Ha keza geceleri de parlayan yıldızları kılavuz seçerek yönlerini bulmak gibi bir yetenekleri var.

Şimdi lütfen dikkat edin. Bok böcekleri aynı güneş gibi doğudan batıya doğru hareket ediyorlar. Antik Mısırlılar bunu nasıl keşfettiler. Ve Sembollerinde güneş ile birleştirdiler?

Gündüzlerden vaz geçtim. Bunların bazı familyalarının tam tersi hareketle gece yıldızların yoğunluğuna göre yön bulabilmelerine ne demeli?

Bok böceklerinin ağız kısımlarında güneşi tutmaları, arka kısımda gübreyi tutmalar güneş ile dünya arasındaki bağ anlamında değerlendirilmiş…

Antik dünya mı dedim?

Bok böcekleri antik dünyadan bugüne gelmişler, gelebilmişler.

Antik dünya dediğimiz zamanın insanları nereye gitmişler?

Evrim ile mi bu günlere gelmişler?

Doğa ile kültür arasındaki ilişkilerin bağımsız olamayacağını bok böcekleri sayesinde bir kere daha anladım.

Uzaylı ya da uzaylılara ait olabilirler mi?

Son günlerde bazı televizyon kanallarında olağanüstü silahlar üzerinde programlar yayınlanıyor.

 Nano teknolojiyle üretilmiş sivrisinek büyüklüğünde vericilerden, kimyasal taşıyıcılardan, rota belirleyicilerden söz ediliyor.

 Dahası bok böceklerinin ve Peygamber böceklerinin uzaylılara çok benzedikleri belirtiliyor. Özellikle mağara duvarlarında çizilmiş olan bazı yabancı-uzaylı- yaratıkların peygamber böceklerine benzerlikleri ürerinde duruluyor.

 Hey yarabbi. Sen aklıma mukayyet ol.

 Bir bok böceği yazayım dedim, işin içinden bir türlü çıkamadım.

 Bok böceklerinden de özür dilemek zorunda kaldım.

Peygamber böcekleri meselesine ise asla bulaşmayacağım.

 Çünkü, onlar hakkında bütün bildiğim dişilerinin çiftleştikten sonra erkeğin kafasını kopardıkları…

Bana bu kadarı yeter…

Bu tavırlarıyla bile bendeki hafakanları benden alıp, kehkeşana gönderirler!

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.