Diyebilirim ki son yılların en zorlu sürecini geçirdim.
Yaşadığım son bir buçuk ay kabus gibiydi.
Bunun nedeni ile 10 Mart 1992’de yayın hayatıa başlayan Söz Gazetesi’nin 30. Yıl kutlama gecesi kararı oldu.
Dostlarla birlikte Adana Ticaret Odası tesisleri ATOSEV ‘de 30 Mart 2023 gecesi 30. yılın bitimini kutladık.
İşin maddi boyutunu hesaba katmaz isek çok da iyi oldu.
Kimin dost olduğunu, kimin dost gibi göründüğünü ve bundan sonra kim ya da kimlerle yola çıkmamız gerektiğini bir kez daha belledik.
Haa bu arada kimin ederinin ne kadar olduğunu da öğrenmiş olduk.
Koskoca diye bilinen, anlı, şanlı ve dahi makamlı insanların gözlerimizin içine baka baka nasıl yalan söyleyebildiklerini bir kez daha gözlerimiz faltaşı gibi açılarak seyrettik!
Makam ve mevkilerini kefenin ceplerine koyup mezara götürecek kadar aptal olan yalakaların çevremizde na kadar çok olduğunu Tanrı şahittir yeni farkettik.
Yalanın, iyi yalan söyleyebilmenin başlıbaşına bir meziyet olduğunu ve meziyete sahip insanların mebzul miktarda olduğunu görmek beni şaşırtmadı.
Zaten var olduklarını biliyordum ancak bu kadar yoğunluklu olduklarını fark etmemiştim.
Hasılı kelam bir onur gecesini daha ardımızda bırakarak yarınlara bakmaya başladık.Bu yazıda bazen tekil bazen çoğul kullanıyorum. Bazen ‘ım/im’ bazen de ‘dık/dik’ diyorum.
Neden?
Türkçeyi iyi ilmediğimden midir acep?
Öyle mi sanıyorsunz.
Vallahi aldanıyorsunuz.
Bu gecenin ceremesini sadece en çekmedim. Bunalımını sadece ben yaşamadım. Söz Gazetesi’ne, www.sozgazetesi.org ve özellikle Söz Tv’nin oluşmasında ve yaşamasında katkısı olan herkes yaşadı.
O yüzden bazen tekil, bazen çoğul kullanıyorum.
Evvelinde, doğrusunu belirtmek gerekirse tahminlerimin çok da ötesinde fedakarlığını esirgemeyen Genel Yayın Müdüremiz sevgili Pınar Aytekin, Söz Tv’nin omurgası, reji görevini üstlenen sevgili Ebru Sagay, o gecenin karhırın çeken gazeteci sevgili Murat Yıldız, elinden fotoğraf makinesini düşürmeden her kareyi görüntülemeye çalışan Yeni Bizim Adana Gazetesi’nin İmtiyaz sahibi sevgili Salih Güleç, elinden gelen gayreti esirgemeyen Mehmet Korur, sevgili Kubilay Çırakoğlu, sevgili Hasan Gürses veee tahsilattan tediyeye kadar bunalımın envai türünü çeken bendeniz…
Merak etmeyiniz dost görünen düşmanlar herşeye rağmen tüketemediniz. Tüketemeyeceksiniz…
Tanrı sizden razı olsun, bir faydanız oldu. Bezlere yar’ı da, ağyarı’da çok iyi bellettiniz.
Oligarşinin seçtirdikleri yerine
halk geldi gecemize…
Evet, siyasi oligarşinin seçtirdikleri teşrif etmediler. Çok da iyi ettiler.
Onlar laf-ı güzaf olsun, adet yerini bulsun diye çiçek ve temsilci göndermekle yetindiler.
Kimi Ankara’ya gideceğini söyledi. kimi Bursa’ya parti toplantısına katılacağını beyat etti. Ama ne gariptir hemen arkalarından sabık il başkanı danışmanlarıyla birlikte pastane ziyaretlerinin fotoğrafları bize servis edildi!
Bu da bizi sevindirdi.
Gelselerdi kendimizden şüphe edip, endişeye düşecektik.
“Acaba?” diyecektik.
“Biz de çevrelerindeki yalakalardan mı olduk?” diye düşünüp, kendi kendimizden şüphe edip, endişelenecektik.
Gelenlere istediğimiz mesajı verdik, Bir kere daha ‘Kuvva-i milliye’ ruhuna davet ettik. Zaten gaye buydu, biz maksuda da, menzile de erdik.
30 yılı onurlu yaşadık. Ne bir siyasi grubun, ne bir işadamının maşası olmadık. Kimsenin etrafında kuylruk sallamadık. Başkaları ne yaparsa yapsın, biz kimsenin kuyruk sokumuna at sineği gibi sokulmadık!
30 Mart 2022 gecesi ATOSEV tesisleri’nde halkla birlikte bir dipten gelen dalga yarattık.
Dip dalgasının fırtına, kasırga, boran dahasında tsunami olması gerektiği kararını hep birlikte aldık.Teşekkürler Adana..
