ÖZET
Bu çalışma, “Hititçe İle “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”ndeki Benzer Kelimeler Üzerine” ile “Hititçe İle “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”ndeki Benzer Kelimeler Üzerine II” adlı makalelerin devamı niteliğindedir, bu nedenle makaleye “III” eklenerek yeni benzer kelimelere devam edilmiştir. “Ağız” için Güncel Türkçe Sözlükte “aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili” tanımı yer almaktadır. Bu makale ile birlikte Hititçe ile Derleme Sözlüğündeki benzer kelimelerin sayısı şimdiye kadar 155’i buldu ve daha da benzer kelimeler bulmaya devam etmekteyiz. Çivi yazılı tabletlere kaydedilmiş dillerdeki kelimeler yaklaşık 3670 yıldır halk arasında konuşulmuş ve konuşulmaya da devam edecektir. Bu makalede, kelimelerin bir kısmının Sumerce, Akadca, Luvice, Hattice ve Divanü Lûgat-it Türk’te bulunanlar ile benzer olanları da ele alınmıştır.
Anahtar Sözcükler
Hititçe, pati-, piran, şarhana, şinig, tarla–
Keywords
Hittite, pati-, piran, şarhana, şinig, tarla–
ABOUT SIMILAR WORDS IN THE HITTITE LANGUAGE AND FOLK SPEECH IN THE COMPILATION DICTIONARY IN TURKEY III
Abstract
This study is a sequel of the papers, “On Similar Words in Hittite and “Compilation Dictionary from Folk Dialect in Turkey”” and “On Similar Words in Hittite and “Compilation Dictionary from Folk Dialect in Turkey II”; therefore, the wording “III” has been added to this paper, and a new series of similar words were introduced. The “mouth” word in the Contemporary Turkish Dictionary is describes as “a spoken language that can show differences in sound, shape, syntax and meaning within the same language and is specific to certain settlements or classes”. By this paper, the number of similar words between Hittite and the ones in Compilation Dictionary has reached 155 so far, and we continue to find more similar words. The words in languages recorded on cuneiform tablets have been spoken and will continue to be spoken among the people for about 3670 years. In this paper, some words which are similar with the ones in Sumerian, Akkadian, Luwian, Hattic and Divanü Lûgat-it Türk will be treated as well.
Bu çalışma, “Hititçe İle “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”ndeki Benzer Kelimeler Üzerine”[1] ile “Hititçe İle “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”ndeki Benzer Kelimeler Üzerine II”[2] adlı makalelerin devamı niteliğindedir, bu nedenle makaleye “III” eklenerek yeni benzer kelimelere devam edilmiştir.
“Ağız” için Güncel Türkçe Sözlükte “aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili” tanımı yer almaktadır.[3] Adıgüzel, Türkiye Türkçesi ağız araştırmaları sahasında çözüm bekleyen sorunlardan birinin de, ağız araştırmalarının tarihî devirlerle olan bağlantısı olduğuna değinmiştir.[4] Bu sorunların çözümünde anahtar rolün yine Anadolu’nun M.Ö. 2. binlerde konuşulan dillerinde olduğunu belirtmek istiyoruz. Zira yayınladığımız bu makale ile birlikte Hititçe ile Derleme Sözlüğündeki benzer kelimelerin sayısı şimdiye kadar 155’i buldu ve daha da benzer kelimeler bulmaya devam etmekteyiz. Çivi yazılı tabletlere kaydedilmiş dillerdeki kelimeler yaklaşık 3670 yıldır halk arasında konuşulmuş ve konuşulmaya da devam edecektir. Bu makalede, kelimelerin bir kısmının Sumerce, Akadca, Luvice, Hattice ve Divanü Lûgat-it Türk’te bulunanlar ile benzer olanları da ele alınmıştır. Söz konusu kelimeler şöyledir:
1) («)GIŠmanzari– Ağaçtan yapılmış bir nesne.[5]
Divanü Lûgat-it Türk = mandar Ağaçlara sarılan bir bitki sarmaşık (Oğuzca). Krş.:Rad. ̶ mandar Küçük çıkrık.[6]
Metal, alet ve silah envanterine ait bir metin olan KUB 40.96+KUB 60.1’de şöyle belgelenmektedir:[7] III? (26′)I GIŠBAN XX GIŠGAG.Ú.TAG.[GA ] I? URUDU[ (27′)I GIŠma-an-za-ri EGIR-an (28′)V URUDU.GAL …”(26′)Bir yay, yirmi ok[ ], bir? bakır[ (27′)bir manzari, arkada (28′)beş bakır kap …
2) Hititçe = marašhanha– Bir bahçe bitkisi, tere?, rezene?.[8]
Derleme Sözlüğü = maraş Hıyarın topak, yamru yumru çeşidi. (-Nğ.)[9]
Tarama Sözlüğü IV = marsama (varsama) Yaprakları nane gibi güzel kokulu olup bazı yemeklere konan bir bitki, barsama.[10]
3) Hititçe = mawa Topoğrafik bir özellik ve Luwice 4 sayısı?[11]
Derleme Sözlüğü = mav Boyu eninden uzun olan ahır. (-Ada.)[12]; mav Ev bölümleri. (*Zile -To.).[13]
4) Hititçe = maya– Gelişmiş, yetişkin?; dört ayaklı?, at?[14]
Derleme Sözlüğü = maya (I) 1. Dişi. 2. Genel olarak damızlık dişi hayvan. 3. Dişi katır. 4. Dişi at. 5. Dişi eşek. 6. Buhur deveyle adi devenin birleşmesinden doğan uzun tüylü dişi deve. 7. 4-5 yaşındaki dişi deve. 8. Yük devesi. maya (V) İri yapılı. (-Md.);[15] maya (II) 1. İyi cins dişi deve. 2. Yük taşıma durumuna gelmiş deve. 3. Dişi eşek. 4. Davarların erkeklik organı.[16]
5) Sumerce= ME Almak, koymak, yerleştirmek.[17]
Derleme Sözlüğü = me (I) [ma (II), mah (II), meh -1, na (IV)] 1. Al, buyur. (Anadolu’nun bir çok ilinde kullanıldığı görülmektedir);[18] me [meh (II) -1] Al, işte. (-Af.; İsabey *Çal -Dz.). [meh (II) -1] (Dışlık *Kangal -Sv.; İncekum *Silifke -İç.).[19]
6) Hititçe = meya-/miya– anlamı bilinmiyor.[20]
Derleme Sözlüğü= miya (I) Tembel (*Sungurlu -Çr.)[21]; miya (II) Sirke vb. ekşi şeylerde olan küçük sinekler. (-Rz.)[22]
7) Hititçe = mezzulluri-, Akadca = MEZZILURI Bir giysi.[23]
Derleme Sözlüğü= mezer (I) 1. Önlük. (-Bt.)[24]; mezer Büyük havlu. (-Mr.).[25]
Derleme Sözlüğü= meze (I) [meyze, mezep, mezer (I) -2 mezi,] Hamam havlusu. (-Dz.;Eymir *Bozdoğan -Ay.; -İz.; *Ula -Mğ.) [meyze]: (Beydağ, Yağcılar -İz.) [mezep] : (*Tavas -Dz.) [mezer (I) -2]: (İshaklı -Af.; *Nizip -Gaz.; *Elbistan -Mr.; -Nğ.; Misis -Ada.) [mezi]: (-Mğ.).[26]
8) Hititçe = milit-, Sumerce = LÀL Bal, tatlı,[27] Akadca = DAŠPU(M) Bal.[28]
Derleme Sözlüğü = meliz[melis (III), milis, miliz] Bal arısı. (-İst.; Gölcük *Bor -Nğ.); *Karaman, *Ilgın -Kn.; *Pozantı -Ada.; Tekir *Silifke -İç.); [melis (III)]: (Basarakavak -Kn.) [milis] (-Es. -Kn.) miliz (Kurugöl -Nş.; *Bor -Nğ.; Karahisar, Mastat *Karaman -Kn.).[29]
Tarama Sözlüğü IV = milez Bal arısı.[30]
9) Sumerce = DUGMUD4 Bira testisi, sürahi[31].
Derleme Sözlüğü = mut (V) Elli şiniklik tahıl ölçeği. (Karamanlı Başpınar *Tefenni Salda *Yeşilova -Brd.; Kızılhisar *Acıpayam -Dz.; Çepni, Karaözü, *Gemerek -Sv.; Genezin *Avanos -Nş.; -Ky.; Çandırlar Feke -Ada.; Seydiler *Fethiye -Mğ.)[32]; muta 1. Küfe (*Güneyce -Rz.) 2. Fındık kabuğundan yapılan ot, saman sepeti (Veliköy -Rz.).[33]
Güncel Türkçe Sözlük = mut, -du Yaklaşık iki avuç dolusu tahılı içine alan ölçek.[34]
10) Hattice = muh, muhal (Ev-)ocağı;[35] Sumerce = MUH Bir bardak, çukur, çukur içindeki madeni kap veya kase, çukur kap.[36]
Derleme Sözlüğü = muhara [mığarca, mıhıra, mıhırik, mıhari, moğaracak, muhare -1, muharı, muharye, muhraca, muhrica, muhur, muhurı -1, 2; mühari, müheri] 1. Ocak. (Büyükkarabağ -Af.) Diğer versiyonları Konya, Isparta’da derlenmiştir. 2. Baca (Antalya, İzmir, Afyon Erzincan, Muğla illerinde derlenmiştir).[37]
11) Hititçe = muri-/murin-/muriyan– Üzüm salkımı veya meyve demeti; (NINDA)muriyala– Üzüm salkımı şeklinde ekmek?.[38]
Derleme Sözlüğü= murmurik Böğürtlen (-El.).[39]
Latince = mōrum Böğürtlen, dut.[40]
12) Akadca = MURRU Acılık, sertlik, keskinlik; mür.[41]
Güncel Türkçe Sözlük = mırra Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve.[42]
13) Hititçe = GIŠmurta- Köprü yapımında kullanılan kereste.[43]
Derleme Sözlüğü = murt (IV) Bir çeşit bitki (Kerkük).[44]
Tarama Sözlüğü IV = murt ağacı Mersin ağacı.[45]
Gülensoy 2007: 603: murt (hlk.) “Ağızlarda 8 farklı anlamı var.” An.ağl.: murt 1. akarsuların getirdiği birikinti; 2. sıvıların dibine çöken tortu; 3. telve (DS. VIII, 3221); murt ‘mersin’ (YKS, 63).[46]
Latince Sözlük = myrt/us -ī &ūs Mersin ağacı, myrt/um -ī Mersinin meyvası.[47]
Maşathöyük’ten ele geçen Mşt. 75/67 nolu mektupta baş katip, Gaššu’ya, taştan yapılmış köprülerin çoktan bittiğini, (üst kısmının) yapımı için kereste bulunmadığını, odunu beklemesini ve Gaššu’nun murta-odununu onların kesmesi gerektiğini ifade etmektedir[48]. GIŠmurta‘nın belgelendiği satırlar şöyledir: Mşt. 75/67 öy. 9-10: (9)na-aš-ta GIŠmu-ur-ta tu-el-ma (10)kar-aš-ša-an-du.
14) Hititçe = GInata-/nati-, Sumerce = GI, GIŠGI Kamış, ok, içki çubuğu, pipet.[49]
Hititçe = natant– İçki çubuğuyla donanmış, kamışlı;[50] Hititçe = natat-, Sumerce = GI-at, GI-za Kamış?[51]
Derleme Sözlüğü = nat (I) Tırpanın sapı. (-Brd.; Yavuz *Şavşat köyleri, Erkinis *Yusufeli -Ar.; İrişli, Bayburt *Sarıkamış, *Selim -Kr.; *Pasinler -Ezm.; *Tutak -Ağ.) nat (II) Daire biçiminde yığılmış ekin demetleri (-Brd.);[52] nat 1. Tırpan sapı. (Uluşiran *Şiran -Gm.) 2. Bileği taşının demir mili. (Uluşiran *Şiran -Gm.).[53]
15) Sumerce = NUMUN Tohum, insan nesli, ahvad.[54]
Akadca = NUMUNNUM Tohum, ekim.[55]
Divanü Lûgat-it Türk = nom Millet; şeriat, yasa (Çince).[56]
16) Hititçe = pap-/papa-/papuwai– Bir fırıncılık terimi; şekil vermek?, yoğurmak?[57]
Derleme Sözlüğü = papa (II) 1. Ekmek (çocuk dilinde). (Ceylân *Lüleburgaz -Krk.). 2. Mısır ununu kaynar suya koyarak yapılan bir çeşit yemek, kaçamak). (*Şavşat köyleri, Bağlıca *Ardanuç -Ar.).[58]
17) Hititçe = parta-/parti- Yatak, çarşaf ve kartalla ilgili bir deyim; ayak?, pençe?[59]
Derleme Sözlüğü = part (V) Yeni yapılan evlere, ev sahibinin akrabalarının armağan olarak taktıkları kumaş. (Bu armağanlar, evi yapan ustalar arasında paylaşılır.) (Uluğbey *Senirkent -Isp.).part (VI) Yüzük oyununda yüzüğü saklamakta kullanılan mendil, bez parçası. (Çığrı *Dinar -Af.; Çöplü *Çivril-Dz.); part Eski giysi, paçavra. (Çandır -Gr.);[60]bardan (I) Saman taşımak için kıldan yapılan büyük çuval, teliz. (-Gm.;Taşburun *Iğdır -Kr.; -Ezm.).[61]
Dinç 2014 = bardan Genellikle saman taşımada kullanılan, keçi kılından örülmüş büyük çuval.[62]
Sandık envanterine ait olan KUB 42.34 19′. satırda şöyle yer almaktadır:[63] (19′) ]x-zi pár-ta-aš GUŠKIN GAR.RA I N[A4 Tercüme: ]x, altınla süslenmiş çuval veya kumaş[64], 1 t[aş …
18) Hititçe = TÚGpartuit-/partuitta– Bir giysi veya kumaş.[65]
Sumerce = TÚGBAR.DUL5[66], BAR.TE Uzun palto; TÚGBAR.DUL8 Elbise, giysi, pelerin.[67]
Dîvânu Lugâti’t-Türk = partu Üste giyilen hırka, pardesü.[68]
partal = Eski elbise. (*Havza -Sm.) Kaynak kişi Arkeolog Neşide Gençer.
19) Sumerce = LÚBAR.DUL8 Dokumacı?, kumaşçı?.[69]
Derleme Sözlüğü = partal (IV) Kumaş alıp satan. (Dont *Fethiye -Mğ.).[70] Partal kelimesinin, Sumerce’den günümüze ulaştığı görülmektedir.
20) Luvice = pata-/pati– Ayak, bacak, (hayvan) tırnağı.[71]
Derleme Sözlüğü = pati (II) Küçük çocuk ayağı. (-İz.);[72] patan (II) Ayak, bacak. (-Ada.; -Ant.);[73] pataç bacak arası, apış. (Erzin Büyükçaylı *Dörtyol -Ada.)[74]; pataş Bacak arası, apış. (Bakırdağ *Develi -Kr.).[75]
Güncel Türkçe Sözlük = pati Kedi, köpek vb. hayvanların ön ayağı.[76]
patik = Ayak çorabı. (*Havza -Sm.) Kaynak kişi Arkeolog Neşide Gençer.
21) Hititçe = GIŠpazzi[-/pazzi[ya (isim) Anlamı bilinmiyor.[77] Tischler, GIŠpazzi[(–) için “bir ağaç ya da ahşaptan bir eşya”, Luvice paziya için ise, “açıklanamayan kelime formu” şeklinde açıklamada bulunmuştur.[78]
Derleme Sözlüğü = bazı (II) Dokuma tezgahlarının alt ve üstünde bulunan ve ipliklerin sarıldığı silindir biçimindeki ağaç (*Emirdağ -Afyon; Örencik *Yeşilova -Burdur; -Aydın; Tombak *Göksun -Maraş; Tezgahta çubukların yan tarafına geçirilmiş olan ve çubukları döndürmeye yarayan kol. (*Keskin -Ankara) 3. Sahtiyanları parlatmak için kullanılan yuvarlak ağaç (-Maraş) 4. Kağnıda dingil vazifesini gören ağaç (Kayarak *Saimbeyli -Adana).[79]
KUB 28.9+KUB 44.60 III 9’da kelime şöyle belgelenmektedir: GIŠpa-az-zi[-..y]a GIŠkal-mu-ša-ti-ya.[80] GIŠpazzi-‘den sonra gelen GIŠkalmuš– kelimesinin eğri uçlu asa, baston anlamı vardır.[81]
22) Hititçe = pilima– (isim) Anlamı bilinmiyor.[82]
Derleme Sözlüğü = piliman Çökelek. (Işıklar -İz.); pilin Un, buğday, bulgur vb. şeyleri koymaya yarayan topraktan yapılmış fıçı biçiminde kap. (Magosa -Kıbrıs);[83] pilimi İneklere yedirilen sulu yiyecek. (Uluşiran *Şiran -Gm.).[84]
23) Hititçe = piran/peran Ön, önde, ilk, eskiden, önceleri.[85] piran huyatalla Öncü veya yardımcı.[86]
Güncel Türkçe Sözlük = pir Farsça pīr Yaşlı, koca, ihtiyar kimse; bir tarikat veya sanatın kurucusu; herhangi bir konuda, bir meslekte deneyim kazanmış, eskimiş kimse, guru.[87]
24) Hititçe = purka-/purki-/purga (isim) Anlamı bilinmiyor.[88]
Divanü Lûgat-it Türk = burxan, burkan, purkan Put, buda.[89]
Eski Uygur Türkçesi = burhan Buddha, en yüksek aydınlığa ulaşmış.[90]
“Eğer bir kadın doğum yaparsa” grubuna ait kehanet metni olan KUB 2.35 V?’de şöyle yer almaktadır: §(paragraf çizgisi) 6’ták-ku MUNUS-za[ ha-a-ši 7’pur-ga-aš [ §(paragraf çizgisi) 6’Eğer bir kadın[ doğum yaparsa 7’purgaš [.[91]
25) Hititçe = (SÍG)puttar- Saç, saç demeti veya vücudun kıllı bir uzvu, keçi kılı.[92]
Divanu Lûgat-it Türk = butar Hasır dokumasında kullanılan ip;[93] berdi pamuğu.[94]
26) Akadca = SEKRETUM Kapalı (kadın), SEKRU Kapalı.[95]
Sumerce = SE2.EK.RUM Bir kadın sınıfı.[96]
Latince = sēcrēt/um Gizlilik, özellik, giz, gözden uzak; sēcrētus Ayrı, yalnız, gizli, mahrem.[97]
İngilizce = secret Kapalı, saklı.[98]
Almanca = versteckt Gizli, saklı.[99]
27) Sumerce = SILIM Sağlam, selâmet, iyilik, sıhhat.[100]
Akadca = ŠALĀMU(M) Sağlık, esenlik, iyilik.[101]
Güncel Türkçe Sözlük = salim (Arapça sālim) Esen, sağlam, sakin, huzurlu.[102]
28) Hattice = š(a)hap Tanrı.[103]
Güncel Türkçe Sözlük = şahap Akan yıldız.[104]
29) Sumerce = SAHAR Toz, toprak; DUGSAHAR = Kova, fıçı, kap, tekne; SAHAR2 Bir kap türü.[105]
Derleme Sözlüğü = saḫar (III) Mangal. (Çardakköyü -Brs.).[106]
30) Akadca = ŠAMŪṢU, ŠAMMAṢU Bir bitki.[107]
Divanü Lûgat-it Türk = şamuşa Yenilen bir ot, poy otu.[108]
31) Hititçe = šappara-/šapara-/šappari-/šiparati– Bele bağlanan bir giysi veya takı; bir elbise veya bıçak?.[109] Aşağıdaki çöpre veya çüprek kelimesinin anlamlarına ve aşağıda işlenen Hitit metninde geçtiği yere de bakarak, kelimenin anlamının “silecek veya yağlık” olduğunu söylemek mümkün olabilir.
Uygurca = çöpre “kullanılmış elbise”, Kâşğ. = çöpre “yırtık pırtık, elbiseler için”[110]. Vásáry 2012’de bu kelimeyle ilgili şu açıklamalarda bulunmuştur: “Bu Türkçe kelime Macarcaya seprö olarak geçmiştir. Macarcaya ödünçlenen sayısız kelimede Eski Türkçedeki ç-, ş- olarak temsil edilmiştir.[111] Anadolu ağızlarında ve Türkmencedeki bir fiilin görünümünün anlamsal noktası dikkatimizi çekmektedir: Türkçe diyal. çöpre “bez yırtılınca iplikleri fitil ayrılmak” (Kastamonu, Çorum). Çüprek ise, çöp‘e +rAK eki getirilerek türetilmiştir. Çüprek‘in temel anlamı “üstüpü/çaput, paçavra, parçalanmış elbise”dir, dolayısıyla “elbise, elbiseler”. Anlamının bazı geleneksel uzantıları “silecek, havlu” ve “bebek bezi, kundak bezi”dir.”[112]
Av çantasının Koruyucu Tanrısı için düzenlenen ritüel olan KBo 12.96(+)KBo 49.259 I 16′-18′. satırlar arasında, bütün kâhinlerin orada bulunduğu, hepsinin kilden parça ve yağlı ekmekten talga- (yağ) tuttukları, šappara– ile kuşanmış oldukları anlatılmaktadır. Kelimenin geçtiği 18′. satır şöyledir: iš-hu-uz-zi-ya-an-te-eš-ma-at-kán ša-ap-pa-ri-it.[113]
32) Hititçe = šarap-/šarep-/šarip– İçmek, yudumlamak, kana kana içmek.[114]
Akadca = SARĀPU Yudumlamak, yudum yudum içmek, emmek.[115]
Güncel Türkçe Sözlük = şarap Üzüm veya başka meyve sularını türlü yöntemlerle mayalandırarak elde edilen alkollü içki, mey.[116]
Derleme Sözlüğü = şarapana [şāpına, şarakman, şarapkana, şarpına] Üzüm çiğnenen tekne.[117]
33) Hititçe = šarhana Bir sıvı kurban maddesi veya bir kap.[118]
Derleme Sözlüğü = şarhana Su içilen teneke ya da çinko tas. (Ebu -Af.).[119]
Divanü Lûgat-it Türk = şar şar Herhangi bir akarın çıkardığı ses.[120]
şar şar = Çok akan su sesi. (*Havza -Sm.) Kaynak kişi Arkeolog Neşide Gençer.
34) Hititçe = GIŠšatta– Arazi işletmeye yarayan bir alet; kürek?, bel?, çapa?, kova?[121]
Derleme Sözlüğü = şad Harmanda samanla taneleri ayırmak için araya konulan ağaç. (Çanıllı *Ayaş -Ank.).[122]
35) Hititçe = šettari-/šittari- Çeşitli madenlerden yapılmış bir alet.[123]
Hititçe = GIŠšetri-/šietri- (isim) Bir ağaç veya ağaçtan yapılmış bir alet.[124]
Derleme Sözlüğü = şedde Kuş tutmak için kurulan kapanlarda kullanılan 10 cm. boyunda, biri çengel, biri sivri uçlu, iple bağlı iki çubuk. (*Bodrum -Mğ.).[125]
Allaiturahhi ritüeline ait KUB 58.106 öy. III 12′. satırda GIŠšietri- şöyle belgelenmektedir: -]aš ši-e-et-ri ku-i-e-eš [ ].[126] Ne yazık ki, satırların baş ve son kısımlarının kırık olmasından bir bütünlük arz etmemekte ve kelimenin anlamı da bu yüzden belirsiz kalmaktadır.
36) Sumerce = GIŠŠINIG Ilgın ağacı.[127]
Derleme Sözlüğü = şinik [şınık, şinig] Tahıl ölçeği. (Bağıllı *Eğridir Yukarı Dinek *Şarkikaraağaç -Isp.; Çöplü *Çivril, Bekilli *Çal -Dz.ve Anadolu’nun bir çok şehrinde.) [şınık]: (*Mut ve köyleri -İç.) şinig: (-Brd.).[128]
şinig = Tahıl ölçeği. (*Havza -Sm.) Kaynak kişi Arkeolog Neşide Gençer.
37) Hititçe = TÚGtakarri Bir giysi.[129]
Divanü Lûgat-it Türk = tagar Çuval, dağarcık, içerisine buğday ve başka şeyler konan nesne, harar.[130]
KBo 47.266++ öy.’de şöyle belgelenmektedir:[131](9’)I GIŠU-UP-PA-TÙ INU-TUM KUŠNÍG.BÀR VI SÍGki-i[š-ri-iš ŠÀ.BA III SÍGki-iš-ri-iš GE6 (?)] (10’)[I]II SÍGki-iš-ri-iš BABBAR I TÚGta-kar-ri-iš G[E6 …Tercüme: (9’)Bir içki kamışı (çubuk), bir deri (örtü), altı adet yünden yapılmış ki[šri-, içinden üç adedi siyah yünden yapılmış kišri-], (10’)[ü]ç adedi beyaz yünden yapılmış kišri-, bir si[yah] takarri-[ …
38) Hititçe = talga Yağlı ekmeğin bir kısmı.[132]
Divanü Lûgat-it Türk = talkan Kavut, kavrulmuş, döğülmüş arpa.[133]
39) Hititçe = NINDAdanna– Bir ekmek.[134]
Derleme Sözlüğü = dani (II) Pişmiş buğday. (*Nazimiye -Tn.);[135] tanas Harman yığını.(*Nazimiye -Tn.);[136] tana (III) [tarana, tarna] Tarhana. (Rumeli göçmenleri *Fatih -İst.) [tarana]: (İshaklı *Bolvadin -Af.; Hasanoğlan -Ank.; Nğ.) [tarna]: (Peşman *Daday -Ks.).[137]
Hititlerin başkenti Çorum-Boğazköy’den ele geçen AN.TAH.ŠUMSAR (ilkbahar bayramı) bayramının 32. gününe ait olan tabletin yayınlandığı KUB 2.8 I. sütunda bu ekmek şöyle yer almaktadır: (34)EGIR-ŠÚ NINDAdan-na-ši-it me-ma-li-it KAŠ-it GEŠTIN-it satır (35)AŠ-RIHI.A ir-ha-a-an-zi “Daha sonra yerlere, sırasıyla danna-ekmeği, un, bira (ve) şarap ile kurban sunarlar.”[138]
40) Hititçe = tapana- Koyunu (UDU) tanımlayan bir sözcük.[139]
Derleme Sözlüğü = tapan (I) Tohum ekildikten sonra tarlayı düzeltmeye yarayan yassı ağaç araç, sürgü (Türkiye’nin hemen her yöresinde kullanılmakta); tapan (IV) Hayvanlara kurulan tuzak. (Sabak *Silifke -İç.); tapan (VII) kötü (renk için) (-Kn.); tapan (XI) Çevresi taş ve ağaçlarla çevrilmiş ağıl. (Papak -Ada.).[140]
Arzawalı Uhhamuwa‘nın vebaya karşı ritüeli olan KUB 41.17+KBo 64.14 II’de şöyle belgelenmektedir:(11′)nu ta-pa![141]-na-an-da-an UDU a-pé-e-da-ni A-NA HAL-ṢI me-na-ah-ha-an-da (12′)pé-en-ni-ya-an-zi “Hangi bölgede (semtte) ölürlerse, o bölgenin önüne süslü koyun sürsünler.”[142] Tercümenin “süslü koyun” olarak yapıldığı görülmektedir, ancak Derleme Sözlüğündeki anlamlarından birinin “(renk için) kötü” anlamının bu kısma uyma ihtimali de bulunmaktadır. KUB 58.85 ay. IV 10′. satırda sıfat-fiil formunda tapanahhan belgelenmektedir: KA]SKAL-ši ta-pa-na-ah-ha-an “PAB”. Sumerce KASKAL kelimesinin anlamlarından biri de “yol”dur ve Derleme Sözlüğü 1978: 3823’de, tapan (XII) basılmaktan sertleşmiş yol, toprak, kar (-Kü.; *Ahlat -Bt.; -Gaz.; -Ky.; -Krş.) anlamı vardır; böylece her iki kelimenin yol ile ilgisine bakarak “basılarak sertleşmiş yol” olma olasılığı da göz önünde bulundurulabilir.
41) Hititçe = tarla– Bir kuş adı.[143]
Sumerce = DAR.LUGALMUŠEN, Akadca = TARLUGALLUM Tavuk, dişi kuş, hindi.[144]
Güncel Türkçe Sözlük = tarla kuşu Tarla kuşugillerden, tarlalarda yuva yapan, uzunluğu 20 cm., sırtı kahverengi, karnı beyaz olan, küçük, ötücü kuş, çayır kuşu, toygar.[145]
Derleme Sözlüğü = terlan Sarı renkli, büyük pençeli, kartala benzer bir çeşit avcı kuş. (Suhara*Çıldır -Kr.;*Doğubayazıt -Ağ.)[146]; terranYırtıcı bir çeşit kuş, tarlan. (Koyundere*Ahıska -Kr.); tarlabakkalı [tarlacın] Toygarkuşu, tarlakuşu (Zeytinli *Edremit -Ba.) [tarlacın]: (Hamitli *Uzunköprü -Ed.).[147]
Gılgameš destanının Hititçe nüshasına ait olan KUB 8.62[148] (CTH 341.III.FB.1 Gılgameš I. Akadca, II. Hurrice, III. Hititçe) öy.I’de şu şekilde yer almaktadır: §(paragraf çizgisi) (5′)nu gi-im-ra-aš hu-u-[m]a-an-da-aš […] […] (6′)tar-la-a-anMUŠENta-a-ru-ma-ki-i[n MUŠEN …] (7′)nudUl-lu-ya kat-ta-an x[…] §(paragraf çizgisi) Tercüme: §(paragraf çizgisi) (5′)Bütün kırın [av hayvanı] […], (6′)[ ] tarla kuşunu ve ağaç kakan kuş[unu …], (7′)[…] Tanrı Ullu‘nun yanında […]§(paragraf çizgisi). Sumerce MUŠEN “kuş” anlamındadır ve kendisinden sonra bir kuş adı bulunduğunu gösteren bir belirleyicidir.
42) Hititçe = GIŠtarwaš Bir bitki veya alet.[149]
Derleme Sözlüğü = tarvis Karpuz. (Türkistan göçmenleri -İst.)[150]
Divanü Lûgat-it Türk = tarus Evin çatısı.[151]
Akadca = LILIGÛ Karpuz, Sumerce = ÚKUŠ.LI.LI.GI Karpuz.[152]
Dinî bir törene ait parça halindeki tablette şöyle belgelenmektedir: KUB 39.55 (3′)]x-wa GIŠtar-wa-aš x[[153]. Satırın kırık olmasından anlamı anlaşılamamaktadır. Hititçe sözlüklerde karpuz kelimesini belirten kelime bulunmamaktadır, fakat Derleme Sözlüğündeki “karpuz” anlamındaki tarvis kelimesini de göz ardı edemeyiz. Zira GIŠ, “bitki ve ahşaptan nesnelerin önüne gelen belirleyici”dir.
43) Hititçe = dašana-/tašana- Bir yer veya arazi şekli.[154]
Divanü Lûgat-it Türk = taş Taş, kaya.[155]
Ruhun yeraltı dünyası yolculuğuna ait bir metin olan KUB 43.60 öy. I’de söz konusu kelime şöyle belgelenmektedir:[156] (32)Güneş tanrıçasının (dünyanın) saflığı ruhtur, ruh tanrılara (aittir). (33)Neden (ben), ölümlü, ayrılıyorum? (34)dāšana-‘ya gideceğim, ırmağa düşeceğim, kaynağa (35)düşeceğim, tenawa-‘ya[157] gideceğim.
44) Luvice = tati– Baba.[158]
Derleme Sözlüğü = tada Ağabey (*Karamürsel -Kocaeli; Dombay -Edirne).[159]
45) Hititçe = (D)Tinu/Tenu Tanrılaştırılmış bir nesne; Hititçe = tinnu-/tinu- İnkitaya uğratmak?, felç etmek/olmak?, tahrip etmek?.[160]
Derleme Sözlüğü = tingil (II) [tin (III) Bir şeyin tepesi. (Misis -Ada.;*Milas -Mğ.) [tin (III)]: (-Sm.). tin (V) 1. Ruh. (-Ank.) 2. Can. (-Ank.).[161]
dingil = Tepe. (*Havza -Sm.). Kaynak kişi Arkeolog Neşide Gençer.
Divanü Lûgat-it Türk = tinğ Dik.[162]
Baskça = Tini, Thini, Thiña “Zirve, tepe” ; Tini “dağ zirvesi”.[163]
Türkçe = Tin (Karadeniz kıyıları) Tepe, zirve”.[164]
46) Hititçe = GIŠtipa– Kap veya kaşık, kepçe?.[165]
Hititçe = teputt-/teputtit? Ekmek doğramaya yarayan bir gereç, rende?.[166]
Derleme Sözlüğü= tipit Un ile kepek karıştırılarak yapılan kedi ve köpek yiyeceği. (Yeğenli *Tire -İz.)[167]; tepbe Güğüm (-Tr.)[168]; tepit [tapı (I) -2, tapıl (II), tebit, tepitme -1, 2] 1. Köpeğe vermek için kepekten yapılan topak (*Keçiborlu -Isp.; Başpınar *Tefenni -Brd.; *Acıpayam -Dz.; *Antakya -Hat.; -Mğ.) [tepitme -1.]: (Satılmış -Es.) 2. Az pişmiş, kalın yufka ekmek. (Yukarı Seyit *Çal,Çöplü *Çivril, Uzunpınar *Tavas -Dz.;Bağkaya *Finike -Ant.) [tapı (I) -2]: (Çağlayan -Es.) [tebit]: (*Eğridir ve köyleri -Isp.; Kavuncu *Tefenni -Brd.; -Kü.) [tepitme -2]: (Datya *Reşadiye -To.) 3. Kepekli undan yapılan bazlama. -Kü.; -Kn.) 4. Makarna ya da çorbalık hamur kesmek için açılan yufka. (*Çivril -Dz.).[169]
47) Sumerce = Ù Uyku, rüya, uyumak, rüya görmek; ÙTUM = uyku, rüya.[170]
Divanü Lûgat-it Türk = u Uyku.[171]
Hititçe = tešha-, zašhai-/zazhai- Uyku, rüya.[172]
Orhun Abideleri = u Uyku.[173]
48) Sumerce = UD Gün.[174]
Divanü Lûgat-it Türk = öd Zaman, vakit; mevsim, hava.[175]
Akadca = ŪMU(M) Gün.[176]
49) Sumerce = (UZU)ÚR Uzuv, penis, kucak, bel, kalça, uyluk, testis.[177]
Divanü Lûgat-it Türk = urra Erkeklerde olan kasık yarıklığı, kavlıç (Oğuzca).[178]
50) Sumerce = URU şehir, kent, köy, yerleşim.[179]
- Useev, Sevortyan’ın, tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde or, oro, ur, uru gibi şekillerde geçen ve yükseklik; hendek; düşman saldırısına karşı koymak için düzenlenmiş yer, or; buğday, meyve toplanan çukur anlamlarına gelen kelimeleri eski bir or kelimesinden türediğini düşündüğünü belirtmektedir. Bundan başka bu kökten yer, hükümdar sarayı anlamını veren orda kelimesinin de oluşturulduğunu ilave etmektedir. F. Sümer’in, Urhan / Orhan kişi adını incelerken Çağatay Türkçesindeki ur, yükseklik, yüksek yer, hendek, şehir ve kale yıkıntısı anlamına gelen ur / or kelimesine de değinmiştir.[180]
51) Hititçe = (UZU)walla-/uwalla-/walli-/ula- (isim) Uyluk, bud; uyluk şeklinde kazık (?) destek(?).[181]
Derleme Sözlüğü = vala (II) İnce tel elek (*Merzifon -Amasya)[182]; vala (III) Bir duvarcı aracı, mala. (Çepni, *Gemerek -Sivas)[183]
Divanü Lûgat-it Türk = ul Duvar temeli.[184]
Bu kelimeyi, Hititçe Sözlükte yer alan “uyluk, but” anlamıyla değil de, Derleme Sözlüğündeki “bir duvarcı aracı, mala” anlamıyla karşılaştırabiliriz.Yeni tapınak veya yeni evler inşa edilmesinde temel taşlarının altına yerleştirilen malzemeleri anlatan bir yapı ritüeli olan KBo 4.1+KBo 58.17 öy.’de[185] walla– şöyle geçmektedir: (47)wa-al-la-aš KÙ.BABBAR ku-iš-ša 1 GÍN KI.LÁ.BI 9 wa-al-la-aš GUŠKI[N ku-iš-ša] (48)I GÍN KI.LÁ.BI IX wa-al-la-aš AN.BAR IX wa-al-l[a-aš ZA.BAR I GÍN KI.LÁ.BI] §(paragraf çizgisi). Tercüme: Gümüş(ten) 9 kazık, her biri 1 şekel ağırlığında, altın(dan) 9 kazık, her biri 1 şekel ağırlığında, demir(den) 9 kazık, bronz(dan) 9 kazık, her biri 1 şekel ağırlığında.§(paragraf çizgisi).
Temellere tanrı heykelcikleriyle beraber, çekiç, bakır, yiyecek gibi malzemelerin yerleştirilmesi, yapının dayanıklılığı, selameti ve ölümsüz olmasıyla ilgilidir. Günümüzde de evin uğurlu olması için, temellere bakır, karcı otu, şeker, gümüşten arılık konmasında, Hititlerden itibaren süregelen uygulama görülmektedir. Genellikle Hitit tabletlerinde “kazık” olarak tercüme edilen ve yukarıda Sivas-Çepni’de derlenen vala‘nın “bir duvarcı aracı, mala” olarak devam ettiği görülmektedir. Hititçe Sözlüklerde malanın karşılığı olan URUDUšartal– soru işaretli olarak yer almaktadır.[186] Derleme Sözlüğünde vala için “bir duvarcı aracı, mala” anlamı, belki de malanın Hititçe’sinin walla– olduğunun göstergesidir, bunun için ayrıca detaylı çalışma yapmak gerekir.
52) Hititçe = –war–, -wa- direkt konuşma partikeli (edatı).[187]
Çiçekli 1970 = bar, var Oğuzlar, Kıpçaklar tek kişiye bar = var derler.[188]
53) Hititçe = GIŠ/URUDUzakki– Sürgü, kol demiri, anahtar, kapı mandalı, sırık.[189]
Hititçe = zakkitra– Demirden yapılmış bir nesne.[190]
Derleme Sözlüğü = zakıt [zakut] Övendirenin ucuna çakılan çivi. (-Ur.; -Ada.) [zakut]: (-El.);[191] sakıt Övendirenin ucundaki sivri çivi, nodul. (Kayarcık *Saimbeyli -Ad.);[192] sakıt Üvendire çivisi. (*Antakya -Hat.).[193]
54) Hititçe = GIŠzulupi[(-) Akadca = GIŠSULUPPU/ZULUPPU “hurma” oku![194] Tischler ise GIŠzulupi[(-) kelimesinin anlamı için “ağaç ya da ahşaptan yapılmış alet” yorumunu yapmıştır.[195]
Derleme Sözlüğü = zulup 1. Atılmış pamuktan yapılan topak. (-Adana) 2. Kar kütüğü (Gülüce -Niğde)[196]
Bir bayram ritüelinde GIŠzulupi şöyle belgelenmiştir: IBoT 4.172 ay. (5′)[ ] LUGAL MUNUS.LUGALGIŠzu-lu-p[í.[197] Burada da satırın son kısımları kırıktır ve kelimenin anlamı belirsiz kalıyor. Fakat Hititçe kullanımında da GIŠ “bitki ve ahşaptan nesnelerin önüne gelen belirleyici” ile yer alması ve Derleme Sözlüğündeki “atılmış pamuktan yapılan topak” anlamında bitkiyle ilgili olarak “pamuğun” bulunması önemlidir.
55) Luwice = « zuwa– Bir ekmek veya yiyecek çeşidi.[198]
Derleme Sözlüğü = zuval Hamur topağı, pazı. (-Or.; -Gr.; -Tr.)[199]; zuvala Hamur pazısı. (*Çarşamba -Sm.; *Ünye -Or.; *Akseki -Ant.).[200]
Okura not: Prof.Dr. Rukiye Akdoğan’ın bu makalesi KUBABA Dergisi’nde yayınlanmıştır
KAYNAKÇA
ADIGÜZEL 2013: A.Adıgüzel, “Dünyada ve Türkiye Türkçesinde Ağız Çalışmaları ve Yöntemler”, Turkish Studies 8/9, 387-401.
AKDOĞAN 2009: R.Akdoğan, “Yapı-Adak Çivisi Biçiminde Brons Tanrı-Tanrıça Çifti”, KUBABA- Arkeoloji- Sanat Tarihi-Tarih Dergisi 13, 27-36.
AKDOĞAN-ERSOY 2014: R.Akdoğan-A.Ersoy, “Kahramanmaraş Müzesinde Bulunan Yapı-Adak Çivilerinin Işığında Mama Şehrinin Lokalizasyonu”, Eighth International Kongress of Hittitology, Warsaw 5-9 September 2011, (eds.P.Taracha-M.Capelus), Warsaw.
AKDOĞAN-ŞİMŞEK 2019: R.Akdoğan-Ö.Şimşek, “Hititçe ile “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”ndeki Benzer Kelimeler Üzerine”, KUBABA Arkeoloji-Sanat Tarihi-Tarih Dergisi, sayı 28, 15-26.
AKDOĞAN 2021: R.Akdoğan, “Hititçe ile “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”ndeki Benzer Kelimeler Üzerine II”, KUBABA Arkeoloji-Sanat Tarihi-Tarih Dergisi, sayı 30, 7-19.
ALP 1991: S.Alp, Hethitische Briefe aus Maşat-Höyük, Türk Tarih Kurumu Yayınları VI/35, Ankara.
AR 1944: M.Selçuk Ar, “Çivi Yazılı Kaynaklara Göre Türkçe-Etice-Hurrice Arasındaki Bağlar Üzerinde Yeni Araştırmalar”, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 2/4, 633-639.
ATALAY 2018: Kâşgarlı Mahmud Divanü Lûgat-it Türk (Çeviri) (Cilt I-II-III), Türk Dil Kurumu Yayınları: 521-522-523, Ankara.
AYDIN 2013: N.Aydın, Büyük Sümerce Sözlük, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları; 1095, Ankara.
BAWANYPECK 2005: D.Bawanypeck, Die Rituale der Auguren, Texte der Hethiter 25, Heidelberg.
BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: J.Black-A.George-N.Postgate, A Concise Dictionary of Akadian, SANTAG Arbeiten und Untersuchungen zur Keilschriftkunde, Eds. K.Hecker-W.Sommerfeld, Wiesbaden.
ÇİÇEKLİ 1970: Ali Çiçekli, Kaşgarlı Mahmut, Divan ü Lugat-it Türk, May Yayınları, İstanbul.
DERLEME SÖZLÜĞÜ 1965: Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü cilt II, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
DERLEME SÖZLÜĞÜ 1969: Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü cilt IV, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
DERLEME SÖZLÜĞÜ 1977: Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü cilt IX, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
DERLEME SÖZLÜĞÜ 1978: Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü cilt X, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
DERLEME SÖZLÜĞÜ 1979: Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü cilt XI, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara
DERLEME SÖZLÜĞÜ 1982: Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü cilt XII, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
DİNÇ 2014: Ahmet Dinç, Türkçe’nin Kayıp Kelimeleri, Litera Yayıncılık, İstanbul.
ELMALI 2017: M. Elmalı, Eski Uygurca Dil Bilgisi Terimleri, vibakti-samaz, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 1247, Ankara.
ERGİN 2011: M.Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları no: 95, İstanbul.
GRODDEK 2006: D.Groddek, Hethitische Texte in Transkription, KUB 60, Dresdner Beiträge zur Hethitologie 20, Wiesbaden.
GRODDEK 2007: D.Groddek, Hethitische Texte in Transkription, IBoT 4, Dresdner Beiträge zur Hethitologie 23, Wiesbaden.
GRODDEK 2009: D.Groddek, Hethitische Texte in Transkription, KUB 2, Dresdner Beiträge zur Hethitologie 30, Wiesbaden.
GRODDEK 2011: D.Groddek, Hethitische Texte in Transkription, KBo 47, Dresdner Beiträge zur Hethitologie 33, Wiesbaden.
GÜLENSOY 2007: T.Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözlüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, Etimolojik Sözlük Denemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 911, Ankara.
GÜTERBOCK-HOFFNER 1989:H.G.Güterbock-H.A.Hoffner,The Hittite Dictionary of the Oriental Institute of the University of Chicago, Volume L-N, Chicago.
GÜTERBOCK-HOFFNER 1997: H.G.Güterbock-H.A.Hoffner, The Hittite Dictionary of the Oriental Institute of the University of Chicago, Volume P, Chicago.
GÜTERBOCK-HOFFNER-HOUT 2005: H.G.Güterbock-H.A.Hoffner, P.J.van den Hout, The Hittite Dictionary of the Oriental Institute of the University of Chicago, Volume Š, Fascicle 2, Chicago.
HOFFNER 2009: H.A.Jr. Hoffner, Letters from the Hittite Kingdom, Society of Biblical Literature, Writings from the Ancient World 15, Atlanta.
KABAAĞAÇ-ALOVA 1995: Sina Kabaağaç-Erdal Alova, Latince Türkçe Sözlük, Sosyal Yayınlar, İstanbul.
KOŠAK 1982: S.Košak, Hittite Inventory Texts (CTH 241-250), Texte der Hethiter 10, Heidelberg.
KOŞAY 1957: H.Z. Koşay, “Dil Mukayeselerine Göre Basklarla Türklerin Temasları Göç Yolları ve Zamanı Hakkında”, Belleten 21/84, 521- 560.
PUHVEL 2013: J.Puhvel, Hittite Etymological Dictionary, Vol. 9, Trends in Linguistics Documentation 32, Berlin-New York.
RÜSTER-NEU 1989: C.Rüster-E.Neu, Hethitisches Zeichenlexikon, Studien zu den Boğazköy-Texten Beiheft 2, Wiesbaden.
SIEGELOVÁ 1986: J.Siegelová, Hethitische Verwaltungspraxis im Lichte der Wirtschafts- und Inventardokumente, Praze.
SOYSAL 2010: O.Soysal, “Eski Anadolu Toponomi’sinde Değişik Yorumlara Açık Bir Yapım Öğesi Hakkında: Hititçe –aš+hapa “ … nehir(i)” ya da Hattice š(a)hap “tanrı”?”, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Çorum 25-31 Ağustos 2008, 783-791.
SOYSAL 2018: O.Soysal, “Zu den Rezenten Studien im Hattischen: Eine Zwischenblanz”, Archiv Anatolicum 12/2, 157-178.
ŞİMŞEK 2007: Özcan Şimşek, “Çeşitli Yollarla Akadca’dan Türkçeye Geçen Kelimeler”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2006 Yıllığı, Ankara, 179-308.
TARAMA SÖZLÜĞÜ IV 2019: Tarama Sözlüğü IV, XIII. Yüzyıldan Beri Türkiye Türkçesiyle Yazılmış Kitaplardan Toplanan Tanıklarıyla (hazırlayanlar Ö.A.Aksoy-D.Dilçin), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları, 212/IV, Ankara.
TAYMAS 1940-1942: A.B. Taymas, “Divanü Lûgati‟t Türk Tercümesi”, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Mecmuası, Cilt 7-8, 212-252.
TISCHLER 1990: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar,Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft, Band 20, Lieferungen 5, 6, Innsbruck.
TISCHLER 1991a: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft :20, Teil II, Lieferung 7, Innsbruck.
TISCHLER 1991b: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft: 20, Teil III, Lieferung 7, Innsbruck.
TISCHLER 1993: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft: 20, Teil III, Lieferung 9, Innsbruck.
TISCHLER 1994: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft: 20, Teil III, Lieferung 10, Innsbruck.
TISCHLER 2001: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft: 20, Teil II, Lieferung 11/12, Innsbruck.
TISCHLER 2004: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Spracwissenschaft, Teil II/2, Lieferung 13, Innsbruck.
TISCHLER 2008: J. Tischler, Hethitisches Handwörterbuch, Mit dem Wortschatz der Nachbarsprachen, Innsbrucker Beiträge zur Sprachwissenschaft 128, Innsbruck.
TISCHLER 2016: J.Tischler, Hethitisches Etymologisches Glossar, Innsbrucker Beiträge zur Sprachwissenschaft, Band 20, Teil IV, Lieferung 16, Innsbruck.
TRABAZO-GRODDEK 2005: J.V.Garcia Trabazo-D.Groddek, Hethitische Texte in Transkription KUB 58, Dresdner Beiträge zur Hethitologie 18, Wiesbaden.
TUNA 1997: O.Nedim Tuna, Sümer ve Türk Dillerinin Târihî İlgisi ile Türk Dili’nin Yaşı Meselesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 561, Ankara.
USEEV 2019: Nurdin Useev, “Tarihî ve Çağdaş Türk Lehçelerindeki Or Kökü ve Kan Kelimelerinden Hareketle Orhan / Or Han Kişi Adı”, Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu-V, 9-10-11 Mart 2018, (eds. H.Selvi, İ.Şirin, M.B.Çelik, A.Yeşildal, R.Narin), Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Yayınları No:47, Kocaeli, 241-244.
ÜNAL 2016: A.Ünal, Hititçe-Türkçe, Türkçe-Hititçe Büyük Sözlük, Hattice, Hurrice, Hiyeroglif Luvicesi, Çivi Yazısı Luvicesi ve Palaca Sözcük Listeleriyle Birlikte; Bilgin Kültür Sanat Yayınları, Ankara.
VÁSÁRY 2012: I. Vásáry, “Çöp ve Türevleri: Bir Türkçe Kelime Ailesi ve Onun Macarcadaki Yansımaları”, Çev. Y. Çürük, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Dergisi 19/1, 119-140.
WEEDEN 2011: M.Weeden, Studien zu den Boğazköy-Texten 54, Wiesbaden.
Elektronik Kaynaklar
Fuscagni (ed.) hethiter.net/:CTH424.2 (2016sqq.) (27.06.2021)
Fuscagni(ed.), hethiter.net/:CTH 457.7.1 (2011sqq.) (17.07.2021)
Görke (ed.), hethiter.net/:CTH 413.1 (2006sqq.) (01.07.2021)
Rieken et al. (ed.), hethiter.net/: CTH 341.III.6 (2009sqq.) (3.07.2021)
http://psd.museum.upenn.edu/nepsd-frame.html (13.06.2021)
https://sozluk.gov.tr (13.06.2021)
https://tureng.com/tr/turkce-ingilizce (12.07.2021)
https://tr.langenscheidt.com/almanca-turkce (16.07.2021)
* Prof.Dr. Rukiye Akdoğan, Çukurova Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Balcalı Adana, rkyakdogan@gmail.com
[1] AKDOĞAN-ŞİMŞEK 2019: 15-26.
[2] AKDOĞAN 2021: 7-19.
[3] https://sozluk.gov.tr (13.09.2022)
[4] ADIGÜZEL: 390.
[5] ÜNAL 2016: 338; TISCHLER 1990: 129.
[6] ATALAY 2018: 406.
[7] Transkripsiyon için bkz. GRODDEK 2006: 2; transkripsiyon ve tercüme için bkz. GÜTERBOCK-HOFFNER 1989: 179; SIEGELOVÁ 1986: 280, 281.
[8] ÜNAL 2016: 339; TISCHLER 2008: 112.
[9] Derleme Sözlüğü 1977: 3128.
[10] Tarama Sözlüğü IV: 2797.
[11] ÜNAL 2016: 346; TISCHLER 2008: 115.
[12] Derleme Sözlüğü 1977: 3137.
[13] Derleme Sözlüğü 1982: 4588.
[14] ÜNAL 2016: 346.
[15] Derleme Sözlüğü 1977: 3138, 3139; kelimenin belgelendiği yerler çok fazla, bununla ilgili olarak söz konusu sayfalara bakılabilir.
[16] Derleme Sözlüğü 1982: 4582.
[17] Ünal 2016: 348.
[18] Derleme Sözlüğü 1977: 3146, 3147.
[19] Derleme Sözlüğü 1982: 4589.
[20] ÜNAL 2016: 351.
[21] Derleme Sözlüğü 1977: 3205.
[22] Derleme Sözlüğü 1977: 3205.
[23] ÜNAL 2016: 351; TISCHLER 1990: 202.
[24] Derleme Sözlüğü 1977: 3176.
[25] Derleme Sözlüğü 1982: 4593.
[26] Derleme Sözlüğü 1977: 3175-3176.
[27] ÜNAL 2016: 352; AYDIN 2013: 426; TISCHLER 1990: 207.
[28] BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 57.
[29] Derleme Sözlüğü 1977: 3157.
[30] Tarama Sözlüğü IV 2019: 2809.
[31] ÜNAL 2016: 356; RÜSTER-NEU 1989: 195’te “Bierkrug” şeklinde yer almaktadır.
[32] Derleme Sözlüğü 1977: 3225.
[33] Derleme Sözlüğü 1977: 3225.
[34] https://sozluk.gov.tr (13.06.2021).
[35] SOYSAL 2018: 168.
[36] http://psd.museum.upenn.edu/nepsd-frame.html (10.08.2021)
[37] Derleme Sözlüğü 1977: 3217.
[38] ÜNAL 2016: 359; TISCHLER 1990: 233.
[39] Derleme Sözlüğü 1977: 3221.
[40] TISCHLER 1990: 233; KABAAĞAÇ-ALOVA 1995: 375.
[41] BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 219.
[42] https://sozluk.gov.tr (20.06.2021).
[43] ÜNAL 2016: 359; TISCHLER 2008: 120.
[44] Derleme Sözlüğü 1977: 3221.
[45] Tarama Sözlüğü 2019: 2812.
[46] GÜLENSOY 2007: 603.
[47] KABAAĞAÇ-ALOVA 1995: 380.
[48] Mşt. 75/67 öy. 9-10: (9)na-aš-ta GIŠmu-ur-ta tu-el-ma (10)kar-aš-ša-an-du, transkripsiyon ve tercüme için bkz. ALP 1991: 256-259; HOFFNER 2009: 230, 231.
[49] ÜNAL 2016: 370; TISCHLER 1991a: 282.
[50] ÜNAL 2016: 370.
[51] ÜNAL 2016: 370.
[52] Derleme Sözlüğü 1977: 3241.
[53] Derleme Sözlüğü 1982: 4604.
[54] ÜNAL 2016: 381.
[55] AYDIN 2013: 545; BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 258.
[56] ATALAY 2018: 421.
[57] ÜNAL 2016: 392.
[58] Derleme Sözlüğü 1977: 3392.
[59] ÜNAL 2016: 405; TISCHLER 2001: 506; GÜTERBOCK-HOFFNER 1997: 197.
[60] Derleme Sözlüğü 1977: 3401.
[61] Derleme Sözlüğü 1965: 529.
[62] DİNÇ 2014: 55.
[63] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. KOŠAK 1982: 55, 56; SIEGELOVÁ 1986: 58, 59.
[64] Derleme Sözlüğündeki anlamına bakılarak bu şekilde tercüme edilmiştir.
[65] ÜNAL 2016: 405; GÜTERBOCK-HOFFNER 1997: 200; TISCHLER 2001: 510.
[66] Aydın 2013: 110’da, “uzun bir palto, ceket, kürk, manto” anlamları da bulunmaktadır; ayrıca “bir giysi” olarak geçtiği yer için bkz. http://psd.museum.upenn.edu/nepsd-frame.html (13.07.2021).
[67] ÜNAL 2016: 101.
[68] ATALAY 2018: 473.
[69] Ünal 2016: 101.
[70] Derleme Sözlüğü 1982: 4637.
[71] ÜNAL 2016: 408, 409; TISCHLER 2008: 142.
[72] Derleme Sözlüğü 1977: 3410.
[73] Derleme Sözlüğü 1977: 3407.
[74] Derleme Sözlüğü 1977: 3406.
[75] Derleme Sözlüğü 1977: 3408.
[76] https://sozluk.gov.tr (19.07.2021).
[77] ÜNAL 2016: 411.
[78] TISCHLER 2008: 143.
[79] Derleme Sözlüğü 1965: 586-587.
[80] Bkz. TISCHLER 2001: 551; GÜTERBOCK-HOFFNER 1997: 249.
[81] TISCHLER 2008: 77.
[82] ÜNAL 2016: 414; TISCHLER 2001: 612.
[83] Derleme Sözlüğü 1977: 3453.
[84] Derleme Sözlüğü 1982: 4648.
[85] ÜNAL 2016: 415.
[86] TISCHLER 2001: 618.
[87] https://sozluk.gov.tr (15.05.2021).
[88] ÜNAL 2016: 424.
[89] ATALAY 2018: 117.
[90] ELMALI 2017: 215.
[91] Riemschneider 1970: 50.
[92] ÜNAL 2016: 425; PUHVEL 2013: 145; GÜTERBOCK-HOFFNER 1997: 402.
[93] ATALAY 2018: 120.
[94] TAYMAS 1940-1942: 231.
[95] BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 320.
[96] http://psd.museum.upenn.edu/nepsd-frame.html’de, “bir kadın sınıfı” şeklinde tercüme edilmiştir;
[97] KABAAĞAÇ-ALOVA 1995: 544.
[98] https://tureng.com/tr/turkce-ingilizce
[99] https://tr.langenscheidt.com/almanca-turkce
[100] ÜNAL 2016: 436; AYDIN 2013: 606, 607.
[101] BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 350; AYDIN 2013: 1251.
[102] https://sozluk.gov.tr (19.07.2021).
[103] SOYSAL 2010: 787.
[104] https://sozluk.gov.tr (20.04.2021).
[105] AYDIN 2013: 590.
[106] Derleme Sözlüğü 1978: 3515.
[107] BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 354.
[108] ATALAY 2018: 556.
[109] ÜNAL 2016: 457, 458; TISCHLER 2004: 846.
[110] VÁSÁRY 2012: 124.
[111] VÁSÁRY 2012: 126.
[112] VÁSÁRY 2012: 128.
[113] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. BAWANYPECK 2005: 74, 75; TISCHLER 2004: 846.
[114] ÜNAL 2016: 460-461.
[115] ŞİMŞEK 2007: 281; BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 317.
[116] https://sozluk.gov.tr (14.04.2021).
[117] Derleme Sözlüğü 1982: 3748.
[118] ÜNAL 2016: 462; GÜTERBOCK-HOFFNER-van den HOUT 2005: 251.
[119] Derleme Sözlüğü 1978: 3749.
[120] ATALAY 2018: 556.
[121] ÜNAL 2016: 470; TISCHLER 2004: 952.
[122] Derleme Sözlüğü 1978: 3732.
[123] ÜNAL 2016: 478.
[124] ÜNAL 2016: 478.
[125] Derleme Sözlüğü 1978: 3756.
[126] Transkripsiyon için bkz. TRABAZO-GRODDEK 2005: 267.
[127] AYDIN 2013: 660; http://psd.museum.upenn.edu/nepsd-frame.html
[128] Derleme Sözlüğü 1978: 3780.
[129] ÜNAL 2016: 502.
[130] ATALAY 2018: 36.
[131] Transkripsiyon için bkz. GRODDEK 2011: 201, 211; TISCHLER 1991a: 37.
[132] ÜNAL 2016: 506.
[133] ATALAY 2018: 564.
[134] ÜNAL 2016: 510; TISCHLER 1991b: 99.
[135] Derleme Sözlüğü 1969: 1362.
[136] Derleme Sözlüğü 1982: 4736.
[137] Derleme Sözlüğü 1978: 3818.
[138] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. TISCHLER 1991b: 99; GRODDEK 2009: 61.
[139] ÜNAL 2016: 514.
[140] Derleme Sözlüğü 1978: 3823.
[141] TISCHLER 1991b: 114-115’de bu işaretin“-pár-” olarak okunduğunu ve buradaki taparnant-‘ın daha önce tapar(na)- veya labarna- olarak “erkek” anlamında kullanıldığını, ancak ta-pa!-na-an-da-an olarak düzeltilmesi gerektiğini belirtmektedir.
[142] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. Fuscagni (ed.) hethiter.net/:CTH424.2(2016sqq.); TISCHLER 1991b: 114, 115; WEEDEN 2011: 182.
[143] AR 1944 : 638’de, bugün kullandığımız tarla kuşu ile tablette geçen “tarlanMUŠEN” benzerliğine değinmiştir; ÜNAL 2016: 521; TISCHLER 2008: 190.
[144] AYDIN 2013: 139; BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 400.
[145]www.tdk.gov.tr
[146] Derleme Sözlüğü 1978: 3892.
[147] Derleme Sözlüğü 1978: 3834.
[148] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. E.Rieken et al. (ed.), hethiter.net/: CTH 341.III.6(2009sqq.).
[149] ÜNAL 2016: 527; TISCHLER 1993: 248.
[150] Derleme Sözlüğü 1978: 3836.
[151] ATALAY 2018: 581.
[152] AYDIN 2013: 1085; BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 182.
[153] TISCHLER 1993: 248.
[154] ÜNAL 2016: 528.
[155] ATALAY 2018: 582.
[156] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. Fuscagni(ed.), hethiter.net/:CTH 457.7.1 (2011sqq.)
[157] ÜNAL 2016: 533’de, tenawa– için “yeraltında sevimsiz bir yer” açıklaması yer almaktadır.
[158] ÜNAL 2016: 530; TISCHLER 1993: 270, 271; TISCHLER 2008: 195.
[159] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1978: 3798.
[160] ÜNAL 2016 : 537; TISCHLER 1994: 374, 375.
[161] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1978: 3934.
[162] ATALAY 2018: 624.
[163] KOŞAY 1957: 357.
[164] KOŞAY 1957: 357.
[165] ÜNAL 2016: 537; TISCHLER 2008: 199.
[166] ÜNAL 2016: 534; TISCHLER 1993: 318.
[167] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1978: 3936.
[168] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1978: 3881.
[169] Derleme Sözlüğü 1978: 3884, 3885.
[170] ÜNAL 2016: 557; AYDIN 2013: 717; TUNA 1997: 39.
[171] ATALAY 2018: 681.
[172] ÜNAL 2016: 605; TISCHLER 1994: 335.
[173] ERGİN 2011: 118.
[174] ÜNAL 2016: 558.
[175] ATALAY 2018: 449.
[176] BLACK-GEORGE-POSTGATE 2000: 422 ; AYDIN 2013: 1011.
[177] ÜNAL 2016: 566.
[178] ATALAY 2018: 697.
[179] ÜNAL 2016: 568; AYDIN 2013: 756.
[180] USEEV 2019: 242.
[181] ÜNAL 2016: 578.
[182] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1979: 4089.
[183] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1979: 4089.
[184] ATALAY 2018: 688.
[185] Transkripsiyon ve tercüme için bkz. Görke (ed.), hethiter.net/:CTH 413.1(2006sqq.); TISCHLER 2016: 233.Ayrıca günümüzde temellere konulan malzemelerin Hititlerle olan benzerliğiyle ilgili geniş bilgi için bkz. AKDOĞAN 2009: 27-31 ve AKDOĞAN-ERSOY 2014: 25-27.
[186] ÜNAL 2016: 784; GÜTERBOCK-HOFFNER-HOUT 2005: 291.
[187] ÜNAL 2016: 576.
[188] ÇİÇEKLİ 1970: 56.
[189] ÜNAL 2016: 601; TISCHLER 2016: 623.
[190] ÜNAL 2016: 601.
[191] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1979: 4344.
[192] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1978: 3519.
[193] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1982: 4663.
[194] ÜNAL 2016: 612.
[195] TISCHLER 2008: 235; TISCHLER 2016: 780.
[196] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1979: 4400.
[197] Transkripsiyon için bkz. GRODDEK 2007: 132; Groddek, GIŠzu-ú-p[í şeklinde transkipsiyonunu yapmıştır; fakat yeni okunuş GIŠzu-lu-p[í şeklindedir.
[198] ÜNAL 2016: 613; TISCHLER 2016: 791.
[199] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1982: 4842.
[200] DERLEME SÖZLÜĞÜ 1979: 4401.