MANŞETSÖZ TV

Dil Bayramı vesilesiyle Karamanoğlu Mehmet Beğ’in Türbesinde / Reha ÖREN

13 Mayıs 2025 tarihinde Türk Dil Bayramı kutlandı.

Afişlere ve sloganlara bakılırsa bu bayram Türkçenin anavatanı Balkusan’da ve Karaman’da Karamanoğlu Mehmet Beyin heykeli önünde kutlandı. Kortejler oluşturuldu. Karamanoğullarına benzetilmeye çalışılan libaslar giyildi.

Libaslar bir kaç saatliğine bile olsa Türk’e benzemişti. Ahh keşke kafalar da Türk gibi olabilseydi!

Tepeden tepeden irili ufaklı laflarla Türk Dil Bayramı sözüm ona kutlanılmış oldu.

Sahi, bu Türk dil bayramını kutlayanlara sormak gerek.
“Hangi Dil bayramını kutladınız?
Dudaklarının büzüştüğünü, gözlerinin elektrik saati faturası gibi döndüğünü hissedebiliyorum. Bunlar bilmemenin alametidir. Bazı ukalalar da çıkıp “ Ne diyon sen ya?” diyebilirler. Dediler de.
Hadi biraz malumatfuruşluk yapalım da, karınca kararınca düşünmelerine katkımız olsun.
Bu ülkede iki dil bayramı var. “ dersem afallamaların önüne geçebilir miyim?
Sanmıyorum.

İndi, sadede gelelim. Ben anlatmayayım. Türk Dil Kurumu resmi sitesinden alıntıyla okuru muhatap edelim.

26 Eylül Dil Bayramı’nın 92. Yılı Kutlu Olsun.

Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Türkçeyi, Türk kültür ve medeniyetinin en önemli ögesi olarak görmüş; ulusal kimliğin oluşmasında dilin yadsınamaz rolünü her zaman vurgulamıştır. Türk dilinin değerine yaraşır yüksekliğe erişmesi ve dünya dilleri arasında hak ettiği yeri bulması için yapılacak çalışmaları yürütmek üzere de 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyetini kurdurmuştur.

26 Eylül 1932’de ise Dolmabahçe Sarayı’nda, Türkçenin zenginliğinin araştırılması ve ortaya çıkarılması için ATATÜRK’ün katılımlarıyla Birinci Türk Dili Kurultayı toplanmıştır. Kurultayın toplandığı ilk gün olan 26 Eylül’ün her yıl “Dil Bayramı” adıyla kutlanması teklif edilmiş; bu teklif oy birliği ile kabul edilmiştir. O günden bu yana “26 Eylül” günü, ülkemizde “Dil Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

Türk Dil Kurumu, Türk dili için özveriyle yürüttüğü çalışmalarıyla “Dil Bayramı” coşkusunu 92 yıldır yaşatmakta; ulusal ve uluslararası mecralarda ses bayrağımızı dalgalandırmak için projeler yürütmektedir.

Bizler, Türk Dil Kurumunun yöneticileri ve çalışanları olarak, her yıl olduğu gibi bu yıl da Dil Bayramı’nı ilk günkü gibi büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyoruz. 26 Eylül Dil Bayramı’nın 92. yıl dönümü vesilesiyle de kurucu ve koruyucu genel başkanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Türk dilinin yaşatılması ve geliştirilmesi için emek veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz.

Prof. Dr. Osman MERT
Türk Dil Kurumu Başkanı
*
Demek ki neymiş bu ülkede iki dil bayramı birden kutlanıyormuş.
26 Eylül’de kutlanılan bayram Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin 26 Eylül 1932’de ilk kez topladığı Türkçenin zenginliğinin ortaya çıkarılması için hazırladı kurultayın yıldönümü iumişb
O günden bu güne kutlanan asıl resmi dil bayramı budur.
*
13 Mayıs ise cümlenin yarım yamalak bildiği gibi Karamanoğlu Mehmet Beğin Türkçe ile ilgili fermanın yayınlanma tarihinin yıldönümüdür.
Ferman 1277 yılında yayınlanmıştır.
Buna rağmen Karaman Valiliği Resmi Sitesi’nde Dil Bayramı hakkında şu bilgiler yer almaktadır:
Türkçenin Başkenti Karaman’da Türk Dil Bayramı Coşkusu!

Karaman Valiliği
http://www.karaman.gov.tr › turkcenin-baskenti-karam…

Türk Dil Bayramı 13 Mayıs mı 26 Eylül mü?
Türk Dil Bayramı
Dil Bayramı
Önemi Türk dilini araştırmak, korumak, geliştirmek
Başlama 26 Eylül 00.00
Bitiş 26 Eylül 23.59
Sıklık Yılda bir

*
Elalem Türk Dil Bayramı’nı kutlamak için Karaman’a akın akın giderken bu fakr 10 gün önce oradaydı.

Balkusan dediğin köy. Amerikan filmlerindeki terk edilmiş köyler gibiydi.

Köyde Allah elbet vardı ama bir kulu yoktu. Sokaklar boş. Şimdilerde birilerinin tören gereği övdüğü türbe ise sanki Anadolu Türklüğü gibi kaderine terk edilmişti.
Kitabenin Türkçesini okuyabilene aşk olsun. Silinmiş.

Türbe zaten bilmem kaçıncı acemi ellere teslim edilen restorasyon sonrasında tanınacak halden çıkmış.

Türbede tarihi taşların arasına sıvanan modern çimentolar ikiyüzlülüğümüzü suratımıza tokat gibi şaklatıyor.

Daha girişte ANAP’lı eski bakanlardan Fikret Ünlü ’nün sırıtan moderen mermer mezarı, mermerlerinin parlaklığına rağmen, Karamanoğlu Mehmet beğ türbesinin sadeliğinin gölgesinde kalmış.

Foto: Balkusanlı Ramazan Fener

Evet, Balkusan sokaklarında gezerken bir Allah kuluna rastladık.
Eprimiş giysileri ve yorgun bacaklarıyla Balkusan’ın hafif meyilli yokuşunu tırmanmaya çalışıyordu.
Hemşerim bu ne hal. Bu köyde kimse yok mu“?
“Kimi aradın ki beğ?
Kimseyi, bir çayhanede mi yok yahu?
Şöyle bir yüzümüze baktı.
“Olmaz olur mu beğim”
“De haydi gidelim” dedi.

Bize düşünme fırsatı bile bırakmadan düştü önümüze. Yakınmış evi meğer, kendimizi bulduk birdenbire bir viran hanenin gıcırdayan merdivenlerinde.
Ramazan Fener’miş adı ve soyadı.
Tek başına yaşarmış. Dağlardan o toplar geçimini sağlarmış.
Kimi kimsesi aslında hem varmış, hem yokmuş.
Bu fasıl özeldir ve mahremiyete girer.

Ramazan Fener çaysamışlığımızı giderdi. Tütünümüzü ikram etti. Aşına da ortak edecekti. Niyeti belli idi..
Keselim.

Ramazan Fener’den öğrendiğimiz en önemli bilgiye gelelim.
Balkusan’da Karamanoğullarından kimse yok buralarda beğim.”
Garabete bakar mısınız? Karamanoğlu Mehmet Beğin türbesinin olduğu köyde soyundan sopundan kimse yok!
*
Gayri girizgahı fazla uzattık.
Sadede gelelim ve size www.sozgazetesi.org.tr deki sunum ve Balkusan’dan yayına yönlendirelim.
… ve niyet edelim ki, Türk geçinen birileri sadece törenlerde ahkam kesmeyip, bu makberi biraz düzenleme külfetine katlanırlar.
Mı dersiniz?
Kim bilir belki!


Sunum: Reha ÖREN /Söz Tv
Kamera : Sinan AY
Web Site Yönetimi: Bülent ÖZYILMAZ

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.