“Şunu da unutmamalı ki kapitalistler çok akıllı, çok kurnaz ve pratik adamlardır. İstismar edecekleri ülkelerin toplumlarından, kendilerine yardımcı bulmanın işi hayli kolaylaştıracağını pek ala düşünürler. Bunun için İNANDIRICILIK YOLU ile çoğunlukla MADDİ ETKENLER ile TOPRAĞINDAN ALTIN, HALKINDAN CAN ALACAKLARI MEMLEKETİN AHALİSİNDEN BAZILARINI KENDİLERİNE KAZANIRLAR, kendilerine bilinçli ya da bilinçsiz yol göstericiler, acenteler temin ederler. Bu zavallılar bilerek ya da bilmeyerek, Avrupa kapitalistlerinin mükellef sofralarından yere DÜŞEN KIRINTILAR KARŞILIĞINDA ONLARA HİZMETÇİLİK, ÇIĞIRTKANLIK EDERLER.”
Yusuf Akçura, Siyaset ve İktisat, Sayfa 63 – 64, 18 Haziran 1921
Yusuf Akçura’nın yukarıda alıntısını yaptığım “İNANDIRICILIK YOLU ile çoğunlukla MADDİ ETKENLER ile TOPRAĞINDAN ALTIN, HALKINDAN CAN ALACAKLARI MEMLEKETİN AHALİSİNDEN BAZILARINI KENDİLERİNE KAZANIRLAR” cümlesi, bana Attila İlhan’ın “Türkiye’de her zaman yüzde 10 hain kontenjanı vardır.” cümlesini hatırlattı. İki büyük düşünürün ortak tespiti, tarihin tekerrürü değil de nedir? Peki, Akçura’nın 1921 yılından günümüzde yaşananları ön görmesi…
Akçura’nın, kimi “aydın” geçinen “akademisyen” veya “ideologların” bilinmez yüzlerce kelime ile tanımladığı emperyalizmin toplumlara nüfuz etme yöntemini anlaşılır ve yalın biçimde tanımlaması, yüzyılımızdaki birçok araştırmacının örnek alması gereken bir tutum.
Mithat Akar
