
Uzunca bir zamandır ne yazık ki bu topraklarda doğan ve bu toprakların ekmeğini yiyen bir takım Bedbahların, Türklük kavramına olan alerjisi her geçen yıl dozunu artırarak devam ediyor, ancak bu hainlerin içten içe oluşturdukları kinle başlayan düşmanlıkları, Nasreddin Hoca’nın göle yoğurt çalma hadisesinden öteye gitmiyor ve gidemez.
Neden mi?
Çünkü bu bedbahlar dünya üzerinde konuşulan 8 bin dilin varlığından ve bu diller arasında TÜRKÇE’nin en çok konuşulan 5. Dil olduğundan haberleri yoktur
Dünya’da en çok konuşulan dillere şöyle bir bakalım;
1-Çince
2-İngilicze
3-Hinctçe
4-İspanyolca
5-TÜRKÇE
6-Arapça
7-Portekizce
Yani 8 bin dil arasında ilk 5 içinde yer alan bir dilimiz var
Böylesine bir tablo gerçeğine karşılık Türk Milleti’ni hazmedemeyenler şu gerçeğe bir bakmalılar,
335 Milyon nüfusa sahip olan Amerika’da hatırı sayılır 7 etnik kökende yaşayan azınlıklar var. ABD’inde nüfusunun yüzde 60 beyazlar, Yüzde 18,5’i Latinler, yüzde 13,5’i Hispanik/ Latinler, yüzde 12’si Zenciler, yüzde 6’sı Afroamerikalı, yüzde 1.5’i Asyalı, yüzde 0,5’i yerli ve Kızılderili
335 Milyonluk bu ülkede resmi dili İngilizce ve etnik köken sorunu yaşanmamaktadır
Yalnız Amerika değil, batılı ülkelerinde hiçbirinde etnik sorun olmadığı gibi resmi dilleri de bellidir.
Bunun yanında her millet kendi milletinin fazilet ve güzel hasletlerinden bahsederek onları sevebilir,
İslamiyet bunu reddetmemektedir
Nitekim Sahabilerden birisi Peygamberimize “Ey Allah’ın Resulü, bir kişinin kendi kavmini sevmesi ırkçılık mıdır?” diye sorduğunda
Resulullah da (ASM), “Hayır, ancak kişi kavminin zulmüne yardımcı olursa, ırkçılık olur” demiştir.
Milletinin geçmişine baktığımız zaman Türkler kimseye zulmetmemiştir aksine zulme uğrayanlara yardım etmiştir.
Ortadoğu’daki siyasi gelişmelere baktığımız zaman yalnız içeride beslenen Türklük düşmanlığı değil, etrafımızda hatta batı aleminde Türk Milleti’nin izlerini silmeye çalışan sistematik bir çalışmanın olduğunu bilmeyen yoktur.
Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğinin tek yolu ve garantörü ise Atatürk’ün 1923’te işaret ettiği Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin elinde olmasıdır.
Türk milletiyle ilgili Peygamber Efendimizin söylediği meydanda, asırlardır süregelen ve günümüzde de dünya üzerindeki milletlerin ve milletimizin konumu bellidir,
Kısaca milletimizin özelliklerinden rahatsız olanlar, o rahatsızlıklarını hazmederek kendilerini tedavi etmekten başka yolları yoktur diyorum.






