Merhaba sevgili okur.
Bu haftanın şair konuğu sevgili Neval Savak, 1973 yılı İzmir doğumlu. Öğrenimini burada tamamladı. “siyah avuntu”, “saklıçöl”, “tenuçumu”, “denize doğru gül”, “bir bıçak reveransı” adlı şiir kitapları, “Anneyle Kızı” ve “Işığın Peşinde” adlı romanları var. Şiir, Şiiristan, Silgi, Sakız Fanzin, Meyus, Nif Sanat, Eliz, Yaşam Sanat, Caz Kedisi, Kıyı, Tomolos Edebiyat, Sunak, Dikili Ekin, Şiiri Özlüyorum, Patika, Lacivert, Absent, Şehir, Lirik, Kurşun Kalem, Edebiyatist, İmge, Diogen Pro Kultura, Kıyıdili, Üvercinka, Hayal, Varlık, Babylon Şiir Kenti, Kanon 2010, Veronika, Modern Poetry in Translation dergilerinde, öyküleri Koza Düşünce, Kurşun Kalem, Hayal, Endiku Edebiyat dergilerinde, söyleşileri, Yeni e, Şiiri Özlüyorum, Kurşun Kalem dergisinde, deneme yazısı Hayal ve Üvercinka dergilerinde yayımlandı. OPA ANTHOLOGY of Spiritual poetry çağdaş dünya şiirleri antolojisinde şiirleri yer aldı. Kirpi Edebiyat, Kaybolan Defterler, Karakedi, SonGemi, Komplike Dergi internet sitelerinde yayımlandı. 2018 yılında yayımlanan Hüseyin Tezkiresi’nde yer aldı. Turkısh Lıterature And Art web sitesinde iki şiiri ingilizceye çevrilerek yayımlandı. Karabük Bölgenin Sesi, Eskişehir Sonhaber, Telgraf gazetelerinde yayımlanmıştır. Bazı şiirleri bestelenmiştir. Karakedi Dergisi ve Nif Sanat Dergisi yayın kurulundadır.
“5. Ulusal ve Uluslararası ‘Galateo Kenti’ Nesir ve Şiir Yarışması”nın (Premio Nazionale ed Internazionale di Poesia e Prosa ‘Città Del Galateo’) ‘’red’’ (kırmızı) adlı şiiri ile bölümünün birincilerinden olmuştur. “6. Ulusal ve Uluslararası ‘Galateo Kenti’ Nesir ve Şiir Yarışması”nın (Premio Nazionale ed Internazionale di Poesia e Prosa ‘Città Del Galateo’) ‘’İf Fuoco Di Spogliarsi Dalla Terra’’ (Ateşin Coğrafyası) adlı şiiri onur ödülü almıştır. Bornova Belediyesi Şiir Yarışması’nda ‘’turuncu kentin senfonisi’’ şiiri yayımlanmaya değer görülmüştür. 10. Eskişehir Yunus Emre Şiir Yarışması’nda üçüncülüğe değer görülmüştür.
Haftaya buluşuncaya değin hoşça kalın…
BİR TAKVİM ÖĞLENİ
-hayat sadece bir yanlış anlamaydı
önce ses sonra rüzgâr esti ve anlaşıldı
olduğun yerde kalakalmanın sancısı
evler bekliyordu az ötede gidilmekten korkulan
bir toz zerresiydi zaman gözden kaçırılan acılar
bekleyiş iğne dallı bir sonbahar ayazı
bir yıldız patlamasıydı öğlen
biri kuş kondurmuş binalara birileri gam
güzelim ilahi deyince kadınlara ve çocuklara
enkaza çıkıyordu her bir taş çatırtısı
ve hep yoksula pay ediliyordu ölüm
karanlıklarla kendine çıkan sabahlarda
bir gelin duvağı gibi örtmeli üstünü günlerin
şimdi suyu öğüt sanrılarına sarıl
utancını sakla unutmaz kitaptır zaman
**
AYRILIK DRAMASI
unuttum hangi cümlede geçtiğini ayrılığın
çiçek miydim narin kırılgan
savaştan kalma ölüm ve yalnızlık mı
giderek soğuyan dokunmadan kanayan
susuz bir balık mıhangi sevgilinin elinden ölmüşüm de
tadını unutur gibi sıcaklığın soğumuşum
unutulmuş sırtımda argan rüzgârları
ve bir çiçek alınmış öldüğünden habersiz bir ölüye
karşıda mavi bakışlı selanik kuşları
dudağımda ege sabahı
bir zeybek dönüyor havada
kayıp haziran şarkısını söndürüyor uzaklara yorgo
sakalında mehtaplı geçmiş
kırışan bir ayrılığı ütülüyorum boyuna
sense aynalarda unutulmuş eski bir yüzsün
ellerim kırılgan dünya kırılası
severken yanmışız en çok da yanılmışız
beyaz bir makas gibi susmuşuz
**
İNSAN BEKLEDİĞİ ŞEYLERE DÖNÜŞÜR
bir yaz ne zaman başlar
sevmeye bir insan ne zaman
öyle ki dünya dediğin beş milyar yalnızlık
ve insanı duraksız bir gar geçmişini uğurlayan
üstü örtülen sonra ve belkilerle
çukurunda isyanı sürekli bastıran
hayat ki gitmekle bitmek üzre kurgulu
oysa didem deyince çiçeklenirdi her şey
musiki ki geçerli yasasıydı rakının
binbir gece dokunuşları aklımın
unutulacak unutturacak araya giren uzaklar
yalancı zamanlarda verilmiş sözleri
sözünü ver bana bakışını ışılda
senin bu güllere düşkünlüğün benim karanfillere
nasıl yıkılırsa atlar yalnız atlar gibi
bırakırcasına içine kazdığın boşluğa
özlenmemeli acıtarak ısırılmış dudaktan sızan kan
suskunluğunu ver bana gizli öfkeni
biraz hüzzam ağzın biraz da gül yaprağı ağzım